Scrambler İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Scrambler İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Türkçe: Scrambler (Karıştırıcı)

Scrambler, bir şeyin düzenli veya belirli bir sırayla oluşmasını engelleyen bir araç veya cihazdır. Genellikle veri veya ses sinyallerini karıştırmak veya şifrelemek için kullanılır.

  1. I need to use a scrambler to encrypt this sensitive information. (Bu hassas bilgiyi şifrelemek için bir karıştırıcı kullanmam gerekiyor.)
  2. The radio transmissions were impossible to understand without the scrambler. (Radyo iletimleri, karıştırıcı olmadan anlaşılmazdı.)
  3. The military uses scramblers to prevent enemy forces from intercepting their communications. (Askeri, iletişimlerinin düşman kuvvetleri tarafından engellenmesini önlemek için karıştırıcılar kullanır.)
  4. The scrambler device jumbled the message into a series of meaningless characters. (Karıştırıcı cihaz, mesajı anlamsız karakterlerin bir dizisine dönüştürdü.)
  5. The police had to use a scrambler to avoid tipping off the suspects. (Polis, şüphelileri uyarmadan önce bir karıştırıcı kullanmak zorunda kaldı.)
  6. Without a scrambler, our private conversation could be overheard by anyone. (Karıştırıcı olmadan, özel konuşmamız herkes tarafından duyulabilir.)
  7. The scrambler prevented the enemy from intercepting the location of our troops. (Karıştırıcı, düşmanın birliklerimizin konumunu engelledi.)
  8. The company used a scrambler to protect its trade secrets. (Şirket, ticari sırlarını korumak için bir karıştırıcı kullandı.)
  9. The scrambler made the message completely unintelligible to anyone without the proper decryption key. (Karıştırıcı, uygun şifreleme anahtarı olmadan mesajı tamamen anlaşılmaz hale getirdi.)
  10. The scrambler is a vital tool in maintaining the confidentiality of classified information. (Karıştırıcı, gizli bilgilerin gizliliğini korumada hayati bir araçtır.)
  11. The diplomat’s communications were protected by a scrambler to prevent interception by foreign intelligence services. (Diplomatın iletişimleri, yabancı istihbarat servislerinin engellenmesi için bir karıştırıcı tarafından korunuyordu.)
  12. The scrambler system ensures that only authorized personnel can access sensitive information. (Karıştırıcı sistemi, yalnızca yetkili personelin hassas bilgilere erişebileceğini garanti eder.)
  13. The government agency installed a scrambler in its conference room to prevent leaks. (Hükümet kuruluşu, sızıntıları önlemek için toplantı odasına bir karıştırıcı kurdu.)
  14. The scrambler distorted the signal so much that it was impossible to decipher without the proper equipment. (Karıştırıcı, sinyali o kadar çok bozdu ki, uygun ekipman olmadan çözülemez
  1. The scrambler is an effective way to prevent eavesdropping on sensitive conversations. (Karıştırıcı, hassas konuşmaların kulak misafirliğini engellemek için etkili bir yoldur.)
  2. The military uses scramblers to ensure that their plans remain confidential. (Askeri, planlarının gizli kalmasını sağlamak için karıştırıcılar kullanır.)
  3. The scrambler is a key component in secure communication systems. (Karıştırıcı, güvenli iletişim sistemlerinde önemli bir bileşendir.)
  4. The technician adjusted the settings on the scrambler to improve its performance. (Teknisyen, performansını artırmak için karıştırıcının ayarlarını düzenledi.)
  5. The scrambler can make it difficult for hackers to intercept and decipher data transmissions. (Karıştırıcı, hackerların veri iletimlerini ele geçirmesini ve çözmesini zorlaştırabilir.)
  6. The scrambler is an essential tool for ensuring the security and privacy of electronic communications. (Karıştırıcı, elektronik iletişimin güvenliği ve gizliliğinin sağlanması için temel bir araçtır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.