Scrambler İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Türkçe: Scrambler (Karıştırıcı)
Scrambler, bir şeyin düzenli veya belirli bir sırayla oluşmasını engelleyen bir araç veya cihazdır. Genellikle veri veya ses sinyallerini karıştırmak veya şifrelemek için kullanılır.
- I need to use a scrambler to encrypt this sensitive information. (Bu hassas bilgiyi şifrelemek için bir karıştırıcı kullanmam gerekiyor.)
- The radio transmissions were impossible to understand without the scrambler. (Radyo iletimleri, karıştırıcı olmadan anlaşılmazdı.)
- The military uses scramblers to prevent enemy forces from intercepting their communications. (Askeri, iletişimlerinin düşman kuvvetleri tarafından engellenmesini önlemek için karıştırıcılar kullanır.)
- The scrambler device jumbled the message into a series of meaningless characters. (Karıştırıcı cihaz, mesajı anlamsız karakterlerin bir dizisine dönüştürdü.)
- The police had to use a scrambler to avoid tipping off the suspects. (Polis, şüphelileri uyarmadan önce bir karıştırıcı kullanmak zorunda kaldı.)
- Without a scrambler, our private conversation could be overheard by anyone. (Karıştırıcı olmadan, özel konuşmamız herkes tarafından duyulabilir.)
- The scrambler prevented the enemy from intercepting the location of our troops. (Karıştırıcı, düşmanın birliklerimizin konumunu engelledi.)
- The company used a scrambler to protect its trade secrets. (Şirket, ticari sırlarını korumak için bir karıştırıcı kullandı.)
- The scrambler made the message completely unintelligible to anyone without the proper decryption key. (Karıştırıcı, uygun şifreleme anahtarı olmadan mesajı tamamen anlaşılmaz hale getirdi.)
- The scrambler is a vital tool in maintaining the confidentiality of classified information. (Karıştırıcı, gizli bilgilerin gizliliğini korumada hayati bir araçtır.)
- The diplomat’s communications were protected by a scrambler to prevent interception by foreign intelligence services. (Diplomatın iletişimleri, yabancı istihbarat servislerinin engellenmesi için bir karıştırıcı tarafından korunuyordu.)
- The scrambler system ensures that only authorized personnel can access sensitive information. (Karıştırıcı sistemi, yalnızca yetkili personelin hassas bilgilere erişebileceğini garanti eder.)
- The government agency installed a scrambler in its conference room to prevent leaks. (Hükümet kuruluşu, sızıntıları önlemek için toplantı odasına bir karıştırıcı kurdu.)
- The scrambler distorted the signal so much that it was impossible to decipher without the proper equipment. (Karıştırıcı, sinyali o kadar çok bozdu ki, uygun ekipman olmadan çözülemez
- The scrambler is an effective way to prevent eavesdropping on sensitive conversations. (Karıştırıcı, hassas konuşmaların kulak misafirliğini engellemek için etkili bir yoldur.)
- The military uses scramblers to ensure that their plans remain confidential. (Askeri, planlarının gizli kalmasını sağlamak için karıştırıcılar kullanır.)
- The scrambler is a key component in secure communication systems. (Karıştırıcı, güvenli iletişim sistemlerinde önemli bir bileşendir.)
- The technician adjusted the settings on the scrambler to improve its performance. (Teknisyen, performansını artırmak için karıştırıcının ayarlarını düzenledi.)
- The scrambler can make it difficult for hackers to intercept and decipher data transmissions. (Karıştırıcı, hackerların veri iletimlerini ele geçirmesini ve çözmesini zorlaştırabilir.)
- The scrambler is an essential tool for ensuring the security and privacy of electronic communications. (Karıştırıcı, elektronik iletişimin güvenliği ve gizliliğinin sağlanması için temel bir araçtır.)
Hemen Yorum Yaz