Scot-Free İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Scot-Free İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Scot-Free

Scot-Free, “cezasız veya sorumsuz” anlamına gelen bir İngilizce deyimdir.

Örnek cümleler:

1. She got away with the crime scot-free. (O suçu cezasız atlattı.)
2. He managed to leave the scene scot-free. (Olay yerinden cezasız ayrılmayı başardı.)
3. The thief escaped scot-free. (Hırsız cezasız kaçtı.)
4. The company walked away from the scandal scot-free. (Şirket skandalın içinden cezasız çıktı.)
5. He thought he could break the rules scot-free. (Kuralları cezasız çiğneyebileceğini düşündü.)
6. She expected to get caught, but instead, she got away scot-free. (Yakalanmayı bekliyordu, ama yerine, cezasız kurtuldu.)
7. He didn’t have to pay for the damages, and he got off scot-free. (Hasarların bedelini ödemek zorunda değildi ve cezasız kurtuldu.)
8. The politician was caught lying, but somehow he got off scot-free. (Politikacı yalan söylediği ortaya çıktı, ama bir şekilde cezasız kurtuldu.)
9. She was accused of cheating, but she got away scot-free. (Aldatma suçlamasıyla suçlandı, ama cezasız kurtuldu.)
10. The students were caught cheating, but they got off scot-free. (Öğrenciler aldatma yaparken yakalandılar, ama cezasız kurtuldular.)
11. He committed a crime, but he got away scot-free because of his connections. (Suç işledi, ama bağlantıları sayesinde cezasız kurtuldu.)
12. The company violated regulations, but they got away scot-free because of a technicality. (Şirket yönetmelikleri ihlal etti, ama bir teknik nedenle cezasız kurtuldu.)
13. The thief didn’t get caught, and he got away scot-free. (Hırsız yakalanmadı ve cezasız kurtuldu.)
14. She thought she could skip class scot-free, but the teacher caught her. (Dersi atlayabileceğini düşündü, ama öğretmen onu yakaladı.)
15. The athlete was caught using performance-enhancing drugs, but he got off scot-free because of a loophole in the rules. (Sporcu performans arttırıcı ilaç kullanırken yakalandı, ama kurallardaki bir açık nedeniyle cezasız kurtuldu.)
16. He didn’t think he would get caught, but he was wrong, and he didn’t get off scot-free. (Yakalanacağını düşünmedi, ama yanıldı ve cezasız kurtulamadı.)
17. The company tried to cover up the mistake, but they didn’t get away scot-free. (Şirket hatayı örtbas etmeye çalıştı, ama cezasız kurtulamadılar.)
18. She was accused of stealing, but she got off scot-free because there

was no evidence against her. (Çalma suçlamasıyla suçlandı, ama aleyhine hiçbir kanıt olmadığı için cezasız kurtuldu.)
19. The politician was involved in a corruption scandal, but he got off scot-free due to lack of evidence. (Politikacı yolsuzluk skandalına karıştı, ama kanıt eksikliği nedeniyle cezasız kurtuldu.)

20. He thought he could skip paying his taxes, but he didn’t get away scot-free. (Vergilerini ödemeyebileceğini düşündü, ama cezasız kurtulamadı.)

(Türkçe karşılıklar kalın ve turuncu renkte yazılmıştır.)