Roast İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Roast İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Roast

Roast, Türkçe karşılığıyla “kızartma” anlamına gelir ve genellikle yemeklerin hazırlanma şeklini ifade eder. Bu kelime cümle içinde bir fiil ya da bir isim olarak kullanılabilir.

Örnek cümleler:

1. I love to roast vegetables in the oven. (Fırında sebzeleri kızartmayı severim.)
2. The chicken was roasted to perfection. (Tavuk mükemmel bir şekilde kızartılmıştı.)
3. She decided to roast the turkey for Thanksgiving dinner. (O, Şükran Günü yemeği için hindi kızartmaya karar verdi.)
4. He roasted the coffee beans himself. (Kahve çekirdeklerini kendisi kızarttı.)
5. The chef is famous for his roast beef. (Şef, kızarmış bifteğiyle ünlüdür.)
6. We will roast marshmallows over the campfire tonight. (Bu gece kamp ateşi üzerinde marshmallow kızartacağız.)
7. The pork roast was served with applesauce. (Domuz eti kızartması elma sosu ile servis edildi.)
8. She always roasts a whole chicken for Sunday dinner. (Pazar yemeği için her zaman bir tüm tavuk kızartır.)
9. They decided to roast the potatoes instead of boiling them. (Patatesleri kaynatmak yerine kızartmaya karar verdiler.)
10. The restaurant offers a delicious roast lamb dish. (Restoran lezzetli bir kuzu kızartma yemeği sunar.)
11. He roasted the nuts in a pan on the stove. (Fındıkları ocakta tavada kızarttı.)
12. She made a tasty roast pork loin with garlic and rosemary. (Sarımsak ve biberiye ile lezzetli bir domuz eti kızartması yaptı.)
13. The chicken was roasted on a rotisserie. (Tavuk, dönerde kızartıldı.)
14. The chef recommends roasting the fish with lemon and herbs. (Şef, balığı limon ve otlarla kızartmayı öneriyor.)
15. They decided to roast the vegetables on the grill. (Sebzeleri ızgarada kızartmaya karar verdiler.)
16. The beef roast was served with a red wine sauce. (Biftek kızartması kırmızı şarap sosu ile servis edildi.)
17. She always roasts a ham for Christmas dinner. (Noel yemeği için her zaman bir jambon kızartır.)
18. They roasted the chestnuts in the oven. (Kestaneleri fırında kızarttılar.)
19. The roast duck was served with a cherry glaze. (Kızarmış ördek kirazlı sosla servis edildi.)
20. He prefers to roast his own coffee rather than buying it pre-ground. (Öğütülmüş olarak satın almak yerine kendi kahvesini kızartmayı tercih eder.)

Devamı

1. The turkey was perfectly roasted with crispy skin. (Hindi, kıtır kıtır derisiyle mükemmel bir şekilde kızartıldı.)
2. He roasted the peppers on the grill for the salad. (Salata için biberleri ızgarada kızarttı.)
3. She loves to roast a whole fish with lemon and garlic. (Limonsuyu ve sarımsakla tüm balığı kızartmayı sever.)
4. The prime rib was roasted for three hours. (Birinci sınıf biftek, üç saat boyunca kızartıldı.)
5. He prefers to roast his own coffee beans for the freshest taste. (En taze tadı için kahve çekirdeklerini kendisi kızartmayı tercih eder.)
6. The chef slow-roasted the pork shoulder for eight hours. (Şef, domuz omzunu sekiz saat boyunca yavaşça kızarttı.)
7. They roasted the corn on the cob over an open flame. (Mısırı ateşte kızarttılar.)
8. She roasted the chicken with potatoes and carrots for a one-pan meal. (Tek tencerede yemek için tavuk, patates ve havuçları kızarttı.)
9. The turkey breast was roasted and served with cranberry sauce. (Hindi göğsü kızartıldı ve kızılcık sosuyla servis edildi.)
10. He roasted the lamb chops with garlic and rosemary for a flavorful dish. (Lezzetli bir yemek için kuzu pirzolalarını sarımsak ve biberiye ile kızarttı.)
11. The vegetables were roasted until they were caramelized and tender. (Sebzeler karamel renkli ve yumuşak olana kadar kızartıldı.)
12. She always roasts a turkey for Thanksgiving dinner with all the trimmings. (Şükran Günü yemeği için her zaman süslemelerle hindi kızartır.)
13. The salmon was roasted with lemon and dill for a light and fresh taste. (Hafif ve taze bir tat için somon limon ve dereotu ile kızartıldı.)
14. They roasted the sausages on the grill for a summertime barbecue. (Yaz pikniği için sosisleri ızgarada kızarttılar.)
15. She roasted the butternut squash with brown sugar and cinnamon for a sweet side dish. (Tatlı bir yan yemek için kabak püresini kahverengi şeker ve tarçınla kızarttı.)
16. The beef tenderloin was roasted and served with a red wine reduction sauce. (Biftek dana filetosu kızartıldı ve kırmızı şarap sosu ile servis edildi.)
17. He likes to roast vegetables in a cast iron skillet for a crispy texture. (Kıtır bir dokuya sahip olması için sebzeleri dökme demir tavada kızartmayı sever.)
18. The roast pork loin was served with apples and onions. (Domuz eti kızartması elma ve soğanla servis edildi.)
19. They roasted the eggplant on the grill for a smoky flavor. (D