Roan İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Roan nedir?
Roan, genellikle atlar ve sığırlar gibi hayvanların tüylerinde kullanılan bir terimdir. Bu terim, beyaz tüylerin diğer renklerle karıştığı bir deseni ifade eder.
Örnek Cümleler:
- My favorite horse at the ranch is a beautiful roan mare. (Ranch’taki favori atım güzel bir roan kısrak)
- The roan bull stood majestically in the middle of the field. (Roan boğa tarlanın ortasında muhteşem duruyordu)
- The roan color of the cow made it stand out from the rest of the herd. (İneğin roan rengi onu sürünün geri kalanından ayırt etti)
- The roan feathers on the bird’s wings created a stunning effect as it flew. (Kuşun kanatlarındaki roan tüyler uçarken çarpıcı bir etki yarattı)
- The roan pattern on the dog’s coat was so unique that everyone stopped to admire it. (Köpeğin kürkündeki roan deseni o kadar benzersizdi ki herkes onu hayranlıkla izledi)
- The roan color of the cat’s fur was a combination of white and gray. (Kedinin tüylerindeki roan rengi beyaz ve gri bir kombinasyondu)
- The roan calf was born with a beautiful coat that made it look like a miniature version of its mother. (Roan buzağı doğduğunda güzel bir kürke sahipti ve annesinin minyatür versiyonu gibi görünüyordu)
- The roan lizard camouflaged perfectly with the rocks around it. (Roan kertenkele etrafındaki kayalarla mükemmel bir şekilde kamufle oldu)
- The roan color of the rabbit’s fur helped it blend in with its surroundings. (Tavşanın tüylerindeki roan rengi, çevresiyle uyum sağlamasına yardımcı oldu)
- The roan stripes on the zebra’s coat were a sight to behold. (Zebra kürkündeki roan çizgileri göz alıcıydı)
- The roan pony was perfect for children to ride on. (Roan ponny çocukların binmesi için mükemmeldi)
- The roan pattern on the butterfly’s wings was mesmerizing. (Kelebeğin kanatlarındaki roan deseni büyüleyiciydi)
- The roan patches on the cow’s skin were irregular in shape. (İneğin cildindeki roan yama şekilleri düzensizdi)
- The roan spots on the deer’s fur made it difficult to spot in the woods. (Geyik kürkündeki roan lekeler ormanda fark edilmeyi zorlaştırdı)
- The roan fur on the fox made it look like it was covered in silver. (Tavşan kürkündeki roan, onu gümüş kaplıymış gibi gösterdi)
- The roan stripes on the tiger’s
coat were bolder and more pronounced than on any other animal in the jungle. (Kaplan kürkündeki roan çizgiler, ormandaki diğer hayvanlarınkine göre daha belirgin ve göze çarptı)
17. The roan hair on the goat was so soft that it felt like silk. (Keçinin kürkündeki roan tüyler o kadar yumuşaktı ki ipek gibi hissedildi)
- The roan mane on the lion made it look even more majestic. (Aslanın kürkündeki roan yele, onu daha da görkemli gösterdi)
- The roan patches on the skunk’s fur served as a warning sign to predators. (Kunduzun kürkündeki roan yama, avcılara bir uyarı işareti olarak hizmet etti)
- The roan color of the snake’s scales was a unique and mesmerizing sight. (Yılanın pullarındaki roan renk, benzersiz ve büyüleyici bir görüntüydü)
Hemen Yorum Yaz