Rich İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Rich İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Rich Kelimesi

Rich kelimesi zengin, varlıklı, lüks anlamına gelir.

  1. He is incredibly rich, he could buy a private island. (O inanılmaz zengin, özel bir adacık satın alabilir.)
  2. My dream is to become rich and travel the world. (Hayalim zengin olmak ve dünyayı gezmek.)
  3. She married a rich man, now she can afford everything she wants. (O, zengin bir adamla evlendi, şimdi istediği her şeyi alabiliyor.)
  4. Being rich doesn’t necessarily mean being happy. (Zengin olmak mutlu olmak anlamına gelmez.)
  5. He inherited a large sum of money from his parents and became rich overnight. (Ebeveynlerinden büyük bir para mirası aldı ve bir gecede zengin oldu.)
  6. The hotel was decorated in a very rich style with expensive fabrics and furniture. (Otel, pahalı kumaş ve mobilyalarla çok zengin bir tarzda dekore edilmişti.)
  7. They live in a very rich neighborhood, surrounded by mansions and luxury cars. (Onlar, malikaneler ve lüks arabalarla çevrili çok zengin bir mahallede yaşıyorlar.)
  8. She is rich in knowledge and experience, which makes her a valuable asset to the company. (O, bilgi ve deneyim açısından zengin, bu da onu şirket için değerli bir varlık yapıyor.)
  9. It’s difficult for me to imagine what it would be like to be rich. (Zengin olmanın nasıl bir şey olduğunu hayal etmek benim için zor.)
  10. He made a fortune in the stock market and became incredibly rich. (Borsada bir servet kazandı ve inanılmaz derecede zengin oldu.)
  11. She has a rich voice, perfect for singing opera. (O, operada şarkı söylemek için mükemmel olan zengin bir sese sahip.)
  12. The painting is very rich in color and texture. (Tablo, renk ve dokuda çok zengin.)
  13. He grew up in a rich family, surrounded by luxury and privilege. (O, lüks ve ayrıcalıklarla çevrili zengin bir ailede büyüdü.)
  14. She has a rich sense of humor, always making people laugh. (O, insanları güldüren zengin bir espri anlayışına sahip.)
  15. The soil in this region is very rich and fertile, perfect for farming. (Bu bölgedeki topraklar çok zengin ve verimli, tarım için mükemmel.)
  16. He has a rich imagination, always coming up with new and creative ideas. (O, her zaman yeni ve yaratıcı fikirler üreten

zengin bir hayal gücüne sahip.)
17. The book is a rich source of information about the history of the region. (Kitap, bölgenin tarihi hakkında bilgi kaynağı olarak zengin.)

  1. They live a rich and fulfilling life, pursuing their passions and enjoying their hobbies. (Onlar, tutkularını takip eden ve hobilerinden zevk alan zengin ve tatmin edici bir hayat yaşıyorlar.)
  2. The dessert was very rich and decadent, with layers of chocolate and caramel. (Tatlı, çikolata ve karamel katmanlarıyla çok zengin ve lüks bir tadı vardı.)
  3. He has a rich cultural background, with ancestors from different parts of the world. (O, farklı dünya bölgelerinden atalara sahip zengin bir kültürel geçmişe sahip.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.