Referral İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Referral İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Referral Nedir?

Referral, bir kişinin başka bir kişiyi bir ürün veya hizmet hakkında bilgilendirmesi ve o kişinin de bu ürün veya hizmeti satın alması veya kullanması için yönlendirmesi anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

1. I received a referral from my friend for a good dentist. (Arkadaşımdan iyi bir dişçi önerisi aldım.)
2. The company offers a referral bonus to employees who bring in new customers. (Şirket, yeni müşteriler getiren çalışanlara bir yönlendirme bonusu sunar.)
3. I got the job through a referral from my former boss. (Eski patronumun yönlendirmesiyle işi aldım.)
4. She referred her sister to the same hairstylist she uses. (Kendi kullandığı kuaföre kız kardeşini yönlendirdi.)
5. The doctor asked for a referral from my primary care physician. (Doktor, birinci basamak sağlık hizmeti sağlayıcımın yönlendirmesini istedi.)
6. I’m hoping for a referral from my professor for the internship. (Staj için profesörümden yönlendirme umuyorum.)
7. The referral program helps the company acquire new customers. (Yönlendirme programı, şirketin yeni müşteriler edinmesine yardımcı olur.)
8. The real estate agent received a referral fee for bringing in a new buyer. (Emlakçı, yeni bir alıcı getirdiği için yönlendirme ücreti aldı.)
9. She gave me a referral for a good restaurant in town. (Şehirdeki iyi bir restoran için bana bir öneride bulundu.)
10. The referral system tracks who referred whom to the company. (Yönlendirme sistemi, kimin kimin için şirkete yönlendirme yaptığını takip eder.)
11. I asked my friend for a referral for a good mechanic. (İyi bir tamirci için arkadaşımdan öneri istedim.)
12. The company’s referral program is a great way to earn extra income. (Şirketin yönlendirme programı, ek gelir elde etmek için harika bir yol.)
13. The referral process was quick and easy. (Yönlendirme süreci hızlı ve kolaydı.)
14. The doctor referred me to a specialist for further testing. (Doktor, daha fazla test için beni bir uzmana yönlendirdi.)
15. The referral system is designed to encourage word-of-mouth marketing. (Yönlendirme sistemi, ağızdan ağıza pazarlamayı teşvik etmek için tasarlanmıştır.)
16. She received a referral from a satisfied customer. (Memnun bir müşteriden yönlendirme aldı.)
17. The company’s referral program has helped them grow their customer base. (Şirketin yönlendirme programı, müşteri tabanlarını büyütmelerine yardımcı oldu.)
18. The referral bonus was a nice surprise for the employee. (Yönlendirme bonusu, çalışan için güzel bir sürpr

i oldu.)
19. I was able to find a great travel agent thanks to a referral from a friend. (Arkadaşımın yönlendirmesi sayesinde harika bir seyahat acentası bulabildim.)

20. The referral program is a win-win situation for both the company and the person making the referral. (Yönlendirme programı, hem şirket için hem de yönlendirmede bulunan kişi için kazan-kazan durumudur.)