Reel İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Reel İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Reel Nedir?

Reel, birçok farklı anlama sahip olan bir kelime olup, genellikle çekme veya sarma işlemlerinde kullanılan bir araçtır. İngilizcede “reel” kelimesi hem bir makarayı hem de bir film veya müzik kaydını ifade edebilir.

Örnek Cümleler:

  1. I need to buy a new fishing reel before our trip. (Balık tutma gezimizden önce yeni bir olta makarası satın almam gerekiyor.)
  2. She spun the yarn onto the reel. (İpliği makaraya sararak çekti.)
  3. The movie reel was damaged and we couldn’t watch the end of the film. (Film makarası zarar görmüştü ve filmin sonunu izleyemedik.)
  4. He played the reel on his bagpipes. (Dudaklarında reel çaldı.)
  5. The tape reel was jammed and we had to fix it before continuing the recording. (Bant makarası sıkıştı ve kaydı sürdürmeden önce düzeltmemiz gerekti.)
  6. She had a whole reel of thread, but it wasn’t enough for the project. (Bir makara ipliği vardı, ama proje için yeterli değildi.)
  7. The fish got tangled in the reel and he had to cut the line. (Balık makaraya dolandı ve çizgiyi kesmek zorunda kaldı.)
  8. The DJ played an old-school house music reel. (DJ, eski okul house müzik makarası çaldı.)
  9. She wound the film reel back to the beginning. (Filmi başlangıcına geri sardı.)
  10. He spun the kite reel to bring the kite down. (Uçurtma makarasını çevirerek uçurtmayı indirdi.)
  11. The reel on the lawnmower broke and he had to replace it. (Çim biçme makinesindeki makara kırıldı ve değiştirmesi gerekti.)
  12. The band played a traditional Irish reel. (Grup, geleneksel bir İrlanda reel çaldı.)
  13. He loaded the fishing line onto the reel. (Olta makarasına balık çizgisini yükledi.)
  14. The movie theater projector had seven film reels for the entire movie. (Sinema projektöründe filmin tamamı için yedi film makarası vardı.)
  15. He played the reel on his fiddle. (Kemanında reel çaldı.)
  16. The wire reel was heavy and difficult to move. (Tel makarası ağırdı ve taşınması zordu.)
  17. She wound the garden hose onto the reel to store it. (Bahçe hortumunu saklamak için makaraya sardı.)
  18. The DJ scratched the vinyl reel to create a new sound effect. (DJ, yeni bir ses efekti oluşturmak için vinil makarayı çizdi.)
  19. He bought a vintage reel-to-reel tape recorder to record his music. (Müziğini kaydetmek için eski bir makaralı manyetik bant kaydedici satın aldı.)
  20. The thread got tangled in

the sewing machine reel and she had to stop and fix it. (Dikiş makinesi makarasına iplik dolandı ve durup düzeltmek zorunda kaldı.)

Bu cümlelerde reel kelimesi hem bir makara veya sarma aracı olarak hem de bir film veya müzik kaydı olarak kullanılmıştır. İngilizce’de reel kelimesi geniş bir anlam yelpazesine sahiptir ve farklı bağlamlarda kullanılabilir.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.