Redundancy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Redundancy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Redundancy

Redundancy, bir şeyin gereğinden fazla veya tekrar eden olması anlamına gelir. İngilizce’de bu kelime “excessive repetition or superfluous duplication” olarak tanımlanır.

  1. I think the extra buttons on this remote control are just redundancy. (Bu uzaktan kumandadaki ekstra düğmelerin gereksiz olduğunu düşünüyorum.)
  2. The backup generator provides redundancy in case of a power outage. (Yedek jeneratör, elektrik kesintisi durumunda yedeklilik sağlar.)
  3. Redundancy in speech can make it difficult to follow the speaker. (Konuşmada gereksiz tekrarlar, konuşmacının takibini zorlaştırabilir.)
  4. The redundancy in the computer system ensures that no data is lost. (Bilgisayar sistemindeki yedeklilik, hiçbir verinin kaybolmadığından emin olur.)
  5. His explanations were full of redundancy, making it hard to understand the main point. (Açıklamaları gereksiz tekrarlarla doluydu, ana noktayı anlamak zordu.)
  6. The company had to lay off some employees due to redundancy. (Şirket, fazlalık nedeniyle bazı çalışanları işten çıkarmak zorunda kaldı.)
  7. The safety system in this building has a lot of redundancy, which makes it very reliable. (Bu binadaki güvenlik sistemi çok fazla yedekliliğe sahip olduğundan çok güvenilir.)
  8. The redundancy of the data storage system ensures that there is always a backup available. (Veri depolama sistemindeki yedeklilik, her zaman bir yedek kopyanın bulunmasını sağlar.)
  9. The writer’s use of redundancy was intentional, to emphasize the importance of his point. (Yazarın gereksiz tekrar kullanımı kasıtlıydı, noktanın önemini vurgulamak için.)
  10. The redundancy of this job is starting to get to me, I need more variety. (Bu işteki fazlalık beni rahatsız etmeye başlıyor, daha fazla çeşitlilik istiyorum.)
  11. The redundancy of the warning system was crucial in alerting the public about the impending danger. (Uyarı sisteminin yedekliliği, halkı yaklaşan tehlike konusunda uyararak hayat kurtardı.)
  12. The speaker’s redundancy made his presentation feel very long and boring. (Konuşmacının gereksiz tekrarları, sunumunu çok uzun ve sıkıcı hissettirdi.)
  13. The company is offering a redundancy package to employees who are being let go. (Şirket, işten çıkarılan çalışanlara bir fazlalık paketi sunuyor.)
  14. The redundancy of the security measures at the airport ensures that travelers are safe. (Havaalanındaki güvenlik önlemlerinin yedekliliği, yolcuların güvenliği için sağlam bir koruma sağlar.)
  15. The writer’s use of redundancy made his point clear and easy to understand. (Yazarın gereksiz tekrar kullanım
  1. The redundancy of the internet connection ensures that there is always a backup available in case of a temporary outage. (İnternet bağlantısındaki yedeklilik, geçici bir kesinti durumunda her zaman bir yedek bağlantı bulunmasını sağlar.)
  2. The speaker’s use of redundancy made the audience lose interest in his topic. (Konuşmacının gereksiz tekrarları, dinleyicilerin konusuna olan ilgisini kaybetmesine neden oldu.)
  3. The redundancy in the safety procedures at the construction site ensured that no accidents occurred. (İnşaat sahasındaki güvenlik prosedürlerindeki yedeklilik, hiçbir kaza olmamasını sağladı.)
  4. The company’s redundancy policy helped the employees who were laid off to find new jobs. (Şirketin fazlalık politikası, işten çıkarılan çalışanların yeni iş bulmasına yardımcı oldu.)
  5. The redundancy of the software system ensures that there are no errors or glitches in the program. (Yazılım sistemindeki yedeklilik, programda hata veya sorun olmamasını sağlar.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.