Rectify İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Rectify İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Rectify

Rectify, Türkçe karşılığıyla “düzeltmek, iyileştirmek” anlamına gelir. Aşağıda İngilizce cümle içinde kullanımıyla ilgili 20 örnek verilmiştir.

Örnek cümleler:

1. It is necessary to rectify the mistakes before submitting the report. (Raporu göndermeden önce hataları düzeltmek gerekir.)
2. The company is taking steps to rectify the issues with their products. (Şirket, ürünleriyle ilgili sorunları düzeltmek için adımlar atıyor.)
3. She promised to rectify her behavior and be more respectful. (Davranışını düzeltip daha saygılı olacağına söz verdi.)
4. The mechanic will rectify the problem with your car’s brakes. (Tamirci, aracınızın frenleriyle ilgili sorunu düzeltecek.)
5. The government is working to rectify the economic situation. (Hükümet, ekonomik durumu düzeltmek için çalışıyor.)
6. The teacher helped the student rectify their mistakes on the test. (Öğretmen, öğrencinin sınavdaki hatalarını düzeltmesine yardım etti.)
7. The company had to rectify their advertising after receiving complaints. (Şirket, şikayetler aldıktan sonra reklamlarını düzeltmek zorunda kaldı.)
8. The doctor prescribed medicine to rectify the patient’s condition. (Doktor, hastanın durumunu düzeltmek için ilaç yazdı.)
9. He apologized and promised to rectify his mistake. (Özür diledi ve hatasını düzeltmeye söz verdi.)
10. The customer service representative worked to rectify the issue with the order. (Müşteri hizmetleri temsilcisi, siparişle ilgili sorunu düzeltmek için çalıştı.)
11. The company had to rectify their financial statements after an audit. (Şirket, bir denetim sonrası mali tablolarını düzeltmek zorunda kaldı.)
12. The coach worked to rectify the mistakes made during the game. (Antrenör, maç sırasında yapılan hataları düzeltmek için çalıştı.)
13. The mechanic will rectify the issue with your car’s transmission. (Tamirci, aracınızın şanzımanıyla ilgili sorunu düzeltecek.)
14. The professor provided feedback to help students rectify their errors in the essay. (Profesör, öğrencilerin denemelerindeki hataları düzeltmelerine yardımcı olmak için geri bildirim sağladı.)
15. The architect made changes to rectify the design flaws. (Mimar, tasarım hatalarını düzeltmek için değişiklikler yaptı.)
16. The company had to rectify their shipping process to ensure timely delivery. (Şirket, zamanında teslimatı sağlamak için nakliye sürecini düzeltmek zorunda kaldı.)
17. The government is taking steps to rectify the damage caused by

natural disasters. (Hükümet, doğal afetlerin neden olduğu hasarı düzeltmek için adımlar atıyor.)
18. The IT department worked to rectify the security vulnerability in the system. (IT departmanı, sistemin güvenlik açığını düzeltmek için çalıştı.)

19. The company implemented new policies to rectify the discrimination issues. (Şirket, ayrımcılık sorunlarını düzeltmek için yeni politikalar uyguladı.)
20. The lawyer worked to rectify the legal documents before submitting them to the court. (Avukat, belgeleri mahkemeye sunmadan önce düzeltmek için çalıştı.)

(Hazırlanan örnek cümleler sadece anlatımı destekleyici nitelikte olup, gerçek hayattan alınmış örnekler değildir.)