Recover İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Recover İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Recover kelimesinin Türkçe anlamı:

Recover kelimesi “kurtarmak, iyileşmek, geri kazanmak” gibi anlamlara gelir.

Örnek cümleler:

1. I hope you recover soon from your illness. (Umuyorum ki hastalığından yakında iyileşirsin.)
2. The search and rescue team is trying to recover the missing hikers. (Arama kurtarma ekibi kayıp dağcıları kurtarmaya çalışıyor.)
3. It’s important to give your body time to recover after a workout. (Antrenmandan sonra vücudunun dinlenmeye ihtiyacı var.)
4. The company is still trying to recover from the financial crisis. (Şirket hala finansal krizden kurtulmaya çalışıyor.)
5. The data recovery process may take several hours. (Veri kurtarma işlemi birkaç saat sürebilir.)
6. It took her a long time to recover from the emotional trauma of the accident. (Kazanın yarattığı duygusal travmadan kurtulması uzun zaman aldı.)
7. I need to recover my lost phone as soon as possible. (Kaybettiğim telefonumu mümkün olan en kısa sürede geri kazanmam lazım.)
8. The police were able to recover the stolen car. (Polis çalınan arabayı geri kazanmayı başardı.)
9. After a rough day, a good night’s sleep can help you recover. (Zor bir günün ardından iyi bir gece uykusu sizi toparlayabilir.)
10. The city is still recovering from the damage caused by the hurricane. (Şehir hala kasırga tarafından yarattığı hasardan kurtulmaya çalışıyor.)
11. He is slowly recovering his memory after the accident. (Kazadan sonra hafızasını yavaş yavaş geri kazanıyor.)
12. The economy is beginning to recover from the recession. (Ekonomi durgunluktan kurtulmaya başlıyor.)
13. The company was able to recover some of its lost profits. (Şirket kaybettiği bazı karlarını geri kazanmayı başardı.)
14. It’s important to take steps to recover after a breakup. (Ayrılıktan sonra toparlanmak için adımlar atmak önemlidir.)
15. The therapist is helping her recover from her addiction. (Terapist, onun bağımlılığından kurtulmasına yardımcı oluyor.)
16. The team was able to recover from a 10-point deficit and win the game. (Takım 10 sayı gerideyken toparlanmayı başardı ve oyunu kazandı.)
17. He is trying to recover his lost reputation. (Kaybettiği itibarını ger

i kazanmaya çalışıyor.)
18. The archaeologists were able to recover ancient artifacts from the site. (Arkeologlar, siteden antik eserleri kurtarmayı başardılar.)

19. The company is offering a program to help employees recover from burnout. (Şirket, çalışanların tükenmişlik sendromundan kurtulmalarına yardımcı olacak bir program sunuyor.)
20. The patient is slowly recovering from the surgery. (Hasta ameliyat sonrası yavaş yavaş toparlanıyor.)