Recant İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Recant İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Recant

Recant kelimesi İngilizcede “geri almak, inkar etmek veya vazgeçmek” anlamlarına gelir. Bu kelime sıklıkla bir fikri veya inancı reddetmek veya değiştirmek anlamında kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. She had to recant her statement when new evidence came to light. (Yeni deliller ortaya çıktığında ifadesini geri almak zorunda kaldı.)
  2. The politician refused to recant his controversial remarks. (Politikacı tartışmalı açıklamalarını geri almaktan kaçındı.)
  3. The scientist recanted his earlier theory after conducting further research. (Bilim adamı daha fazla araştırma yaparak önceki teorisini geri aldı.)
  4. The athlete was forced to recant his doping accusations against his competitors. (Sporcu, rakipleri hakkındaki doping suçlamalarını geri almak zorunda kaldı.)
  5. The witness recanted his testimony under cross-examination. (Tanık, çapraz sorgulama altında ifadesini geri aldı.)
  6. The artist recanted his controversial painting and replaced it with a new one. (Sanatçı tartışmalı tablosunu geri çekti ve yerine yeni bir tane koydu.)
  7. The professor recanted his support for a particular political candidate. (Profesör, belirli bir siyasi adaya olan desteğini geri aldı.)
  8. The religious leader recanted his heretical beliefs and was welcomed back into the church. (Dini lider sapkın inançlarını geri aldı ve kiliseye geri kabul edildi.)
  9. The journalist was forced to recant her false story and issue a public apology. (Gazeteci yanlış hikayesini geri almak ve halka açık bir özür yayınlamak zorunda kaldı.)
  10. The defendant recanted his confession, claiming it was coerced by the police. (Sanık, itirafını geri alarak polis tarafından zorlandığını iddia etti.)
  11. The author recanted his earlier endorsement of a controversial book. (Yazar, tartışmalı bir kitaba olan önceki desteğini geri aldı.)
  12. The activist recanted his radical views and became more moderate in his beliefs. (Aktivist, radikal görüşlerini geri aldı ve inançlarında daha ılımlı hale geldi.)
  13. The patient recanted his initial complaint and admitted he had exaggerated his symptoms. (Hasta, başlangıçta şikayetini geri aldı ve semptomlarını abarttığını itiraf etti.)
  14. The lawyer advised his client to recant his false testimony before it was too late. (Avukatı, müvekkilinin yanlış ifadesini çok geç olmadan geri çekmesini önerdi.)
  15. The singer recanted her previous comments about her fellow musicians and apologized for her behavior. (Şarkıcı, meslektaşları hakkındaki önceki yorumlarını geri aldı ve davranışı için özür diledi.)
  16. The employee recanted her accusation against her supervisor

and admitted that she had misunderstood the situation. (Çalışan, patronuna yönelttiği suçlamayı geri aldı ve durumu yanlış anladığını itiraf etti.)
17. The student recanted his claim that he had completed all of his homework. (Öğrenci, tüm ödevlerini tamamladığı iddiasını geri aldı.)

  1. The defendant recanted his alibi after the prosecution presented evidence to the contrary. (Sanık, savcılığın aksi yönde deliller sunduktan sonra alibisini geri aldı.)
  2. The pastor recanted his support for a controversial church policy. (Vaiz, tartışmalı bir kilise politikasına olan desteğini geri aldı.)
  3. The actor recanted his previous comments about the movie he starred in, saying that he was misquoted. (Oyuncu, oynadığı film hakkındaki önceki yorumlarını geri alarak yanlış alıntı yapıldığını söyledi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.