Reason With İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Reason With İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Reason with Nedir?

Reason with kelimesi, bir kişi veya gruba mantıklı bir şekilde düşünmelerini ve hareket etmelerini sağlamaya çalışmak anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

1. Can you please reason with your brother? He doesn’t seem to understand why it’s important to clean up after himself. (Lütfen kardeşinle konuş ve ona mantıklı bir şekilde açıkla. Temizlik yapmanın neden önemli olduğunu anlamıyor gibi görünüyor.)

2. I’m going to try and reason with my boss about why I need more time off. (Patronumla daha fazla izin almak için onunla konuşmaya çalışacağım.)

3. It’s important to reason with children about the dangers of playing with fire. (Çocuklarla ateşle oynamanın tehlikeleri hakkında konuşmak önemlidir.)

4. You can’t reason with someone who is drunk, they won’t be able to understand what you’re saying. (Sarhoş biriyle konuşarak onu ikna edemezsin, ne dediğini anlamayacaklar.)

5. The police officer tried to reason with the suspect to give himself up peacefully. (Polis memuru, şüpheliyi sakin bir şekilde teslim olması konusunda ikna etmeye çalıştı.)

6. I hope we can reason with the company and get them to reduce their prices. (Umarım şirketle konuşarak onları fiyatlarını düşürmeye ikna edebiliriz.)

7. You need to reason with your partner if you want to have a successful relationship. (Başarılı bir ilişkiniz olmasını istiyorsanız, partnerinizle mantıklı bir şekilde konuşmanız gerekir.)

8. The teacher tried to reason with the students about the importance of studying for their exams. (Öğretmen, öğrencilerine sınavlarına çalışmanın önemini anlatmak için mantıklı bir şekilde konuşmaya çalıştı.)

9. It’s hard to reason with someone who is emotionally unstable, but we have to try. (Duygusal olarak dengesiz biriyle mantıklı bir şekilde konuşmak zordur, ama denemeliyiz.)

10. It’s important to reason with people instead of just getting angry and yelling at them. (Sadece sinirlenip insanlara bağırmak yerine, onlarla mantıklı bir şekilde konuşmak önemlidir.)

11. The therapist tried to reason with the patient about the importance of taking their medication. (Terapist, hastanın ilaçlarını almanın önemini an

    latmak için mantıklı bir şekilde konuşmaya çalıştı.)

12. We need to reason with our politicians and demand that they take action on climate change. (Politikacılarla mantıklı bir şekilde konuşup, iklim değişikliğiyle ilgili eylem almalarını talep etmeliyiz.)

13. It’s important to reason with yourself when you’re feeling anxious or overwhelmed. (Kendinize mantıklı bir şekilde konuşmak önemlidir, özellikle de endişeli veya bunalmış hissettiğinizde.)

14. We need to reason with the company’s management if we want to keep our jobs. (İşlerimizi korumak istiyorsak, şirket yönetimiyle mantıklı bir şekilde konuşmamız gerekiyor.)

15. There’s no use trying to reason with someone who is completely irrational. (Tamamen mantıksız olan biriyle konuşmaya çalışmanın bir anlamı yoktur.)

16. We need to reason with our children about why it’s important to wear seatbelts in the car. (Arabada emniyet kemerlerini takmanın neden önemli olduğu hakkında çocuklarımızla mantıklı bir şekilde konuşmamız gerekiyor.)

17. It’s important to reason with ourselves about our bad habits and try to change them. (Kötü alışkanlıklarımız hakkında kendimizle mantıklı bir şekilde konuşmak ve değiştirmeye çalışmak önemlidir.)

18. We need to reason with our neighbors about the importance of keeping the neighborhood clean. (Mahallemizin temiz tutmanın önemini komşularımızla mantıklı bir şekilde konuşarak anlatmamız gerekiyor.)

19. You can’t reason with someone who is determined to be unreasonable. (Mantıksız olmaya karar vermiş biriyle konuşarak ikna etmek mümkün değildir.)

20. It’s important to reason with ourselves about the consequences of our actions before making decisions. (Karar vermeden önce eylemlerimizin sonuçları hakkında kendimizle mantıklı bir şekilde konuşmak önemlidir.)