Püf Noktası Deyiminin Anlamı ve İle İlgili Cümleler

Püf Noktası Deyiminin Anlamı ve Püf Noktası İle İlgili Cümleler

Püf noktası:   Bir işin en ince, en önemli yeri.

ÖRNEK:

Yemeğin püf noktasını kaçırınca akşam yemeğimiz hezimetle sonuçlandı.

Öğretmenimiz sınavdan önce bize konunun püf noktalarını anlatmıştı.

İşin püf noktasını o yıllanmış çınardan öğrenmiştik.

Püf noktası anlamı , Püf noktası ne demek

Bir cam ustasıyla çırağının öyküsüdür bu…

Zeki, cana yakın, çalışkandı çırak. Her sa­bah erkenden dükkânı açar, ustası gelinceye kadar bütün hazırlıkları tamamlardı. Ustası gelince onu saygıyla dinler, bilgisini artırmak için bütün dikkatini ona verirdi.

Cam ustası da işini ciddiye alan çırağını sever; camcılığın tüm inceliklerini öğretmeye çalışırdı ona.

Gel zaman, git zaman… Küçük çırak, “Ben artık usta oldum,” diye düşünmeye başladı. Düşünmekle kalmadı, bilmiş tavırlar takınarak usta olduğunu göstermeye çalıştı.

Usta, ondaki bu değişikliği gördü ama görmemiş gibi davrandı.

Ustanın kendini anlamadığını sanan kü­çük çırak, bir gün, yemek sırasında niyetini açıkça söyledi;

“Ustam, ben artık kendi dükkânımı açsam diyorum…”

Usta, küçük çırağına gözucuyla şöyle bir baktı;

“Yemeğini ye!”

Bir ay geçti aradan… Küçük çırak, zamanını kollayıp konuyu bir kere daha açmaya çalıştı:

“Söylemiştim ya ustam… Hani ben, artık…”

Kaşları çatıldı ustanın:

“Olmaz!” dedi.

“Niye ustam?”

“Çünkü daha olmadın.”

“Oldum ustam… Sayenizde!”

Usta, bakışlarını çırağının üstünde dolaştırdı.

“Peki,” dedi, “madem öyle diyorsun, görelim bir… Bugün ta­bakları fırından sen çıkar!”

Gözleri parladı küçük çırağın, kalp atışları hızlandı. Ustasının, tabakları fırından çıkarışını kaç kere izlemişti. Saniye saniye kaydet­mişti aklına. Aynısını yapacağından hiç kuşkusu yoktu.

Bu Deyimle İlgili Yorumlarınızı ve Cümlelerinizi Aşağıdan Hemen Yazabilirsiniz …

2 yorum

  1. Püf Noktası

    Ahi Evran zamanında ( Usta – Çırak müessesesi de diyebiliriz) , çırak ustasından onay ( icazet ) alır ve ancak o zaman ayrılıp kendi dükkânını açabilir. Orta Anadolu’ da bir camcı ustası vardır. Ahilik yapar. Zamanı gelen eski çıraklarına ” sen oldun ” der ve el verir, uğurlar. Böylece eski çırak artık yeni bir usta olmuştur. Günlerden bir gün çıraklardan birisi ustanın el vermesini bekleyemez. Ayrılacağını, onay ve el vermesini ister. Ustası da daha olmadığı nedeniyle veremeyeceğini söyler. Çırak nesinin olmadığını sorar;
    – ” İşin en önemli kısmını, yani püf noktasını bilmiyorsun. ” der. Çırak dinlemez, başka bir şehre gider ve dükkan açar. Dikiş tutturamaz. Yaptığı bütün cam işleri, biblolar, her şey bir müddet sonra çatlamaktadır. Esnaf ve halk tarafından ayıplanan çırak, bir yıl sonra iflas etmiş olarak ustasının yanına döner. Elini öper, ben ettim sen etme der. Ustası da olana kadar yanında çalışması gerektiğini söyler. Sonunda bir gün usta çırağına müjdeyi verir. Olduğunu, gidebileceğini, el vereceğini söyler. Ayrılmadan önce ustası onu karanlık odaya sokar. İzin almadan girilmediği üzere daha önce buraya hiç girmemiştir. Yeni bitmiş, sıcak ürünler odanın bir kenarında durmaktadır. Tavanda bir yerde, toplu iğne deliği kadar büyüklükte bir güneş ışığı huzmesi vardır. Usta sıcak bir parça alır, ışığa tutar, evirir çevirir. Bakar ki camın bir yerinde gözle görülemeyecek kadar küçük bir hava kabarcığı vardır. Püf yaparak üfler ve kabarcık kaybolur. Parçayı çırağa uzatır, ayrı koymasını, soğumaya bırakmasını söyler. Daha sonra çırak üflemeye başlar. Nasıl üfleneceğini, neresinin püfleneceğini iyice öğrenir. Ve anlar ki, çatlamaya bu küçük kabarcıklar neden olmaktadır. Daha sonra helâlleşirler ve püf noktasının önemini kavramış çiçeği burnunda usta yoluna devam eder. her işin ve her şeyin bir püf noktası vardır.

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.