Paul Baran Kimdir

Paul Baran Kimdir, Paul Baran Hayatı

Paul Baran (d. 1910 Vilna, Polonya – ö. 1964, ABD), Polonya asıllı ABD’li ikti­satçı.

Ortaöğrenimini Almanya’da tamamladık­tan sonra 1926’da Moskova Üniversitesi’ne girdi; Plehanov Ekonomi Enstitüsü’nü biti­rerek asistan oldu. Doktorasını Berlin Üni- versitesi’nde yaptı, Frankfurt Sosyal Bilim­ler Enstitüsü, Harvard Üniversitesi ve New York Brookings Enstitüsü’nde çalışmalarını sürdürdü. 1939’da ABD yurttaşlığına geçti. II. Dünya Savaşı yıllarında ABD Stratejik Hizmetler Dairesi’nde ve Federal Rezerv Sistemi bünyesinde araştırma uzmanı olarak çalıştı. 1949’da Stanford Üniversitesi’nde profesör oldu. 1963’te görüşleri dolayısıyla üniversitedeki görevine son verildi.

Marksist iktisat kuramını benimseyen Ba­ran, az gelişmişlik süreci ve tekelci kapita­lizm üzerinde özgün yapıtlar verdi. Geri kalmışlığın nedenini, ekonomik yapının dı­şında, bireysel davranışların ileri kapitalist ülkelerdekinden farklı oluşunda arayan neoklasik iktisatçılara karşı çıkan Baran’a göre, gelişmişlikle azgelişmişlik diyalektik bir bütünü oluşturuyor, azgelişmiş ülkeler gelişmiş ülkeler tarafından sömürülüyordu. Bu sömürü, azgelişmişlerden gelişmişlere ticaret yoluyla değer aktarımı biçimindeydi. Azgelişmişlikten kurtulmanın yolu, yaratı­lan “artık”m ülke içinde tümüyle sanayide kullanılmasından ve üretim araçları mülki­yetinin toplumsallaştırmasından geçi­yordu.

Baran, kapitalizmin geçirdiği yapısal deği­şime koşut olarak, Marx’ın modelindeki tek girişimci yerine büyük boyutlu anonim şir­ketin davranış özelliklerini inceledi. Ano­nim şirket, “tekelci kapitalizm” modelinin temel taşıydı. Orta ve varlıklı kesimlerden gelen yönetici kadrolar, aynı zamanda şir­ketin en büyük hissedarları arasındaydı. Dolayısıyla yöneticilerle büyük hissedarlarının çıkarları ortaktı. Şirket politikasının ve yöneticilerin amacı, şirketin gücünü ve bü­yüme oranını yükseltmekti. Kapitalizmin tekelci aşamasında “artık” büyümekte ve kârlar, az sayıda tekelcinin elinde toplan­maktaydı. Kapsamı’ genişleyen tekelcilik, yatırımlarla “artık” arasındaki farkın açıl­masına neden oluyordu. Böylece tekelci kapitalizmde işsizlik, durgunluk, düşük ka­pasite kullanımı ve aşırı üretim gibi sorunlar ortaya çıkıyordu. Bu sorunların üstesinden gelebilmek için, başta silahlanma olmak üzere devlet harcamaları, azgelişmiş ülkele­re yatırımlar ve kaynak savurganlığı gibi yollara başvurulmaktaydı. Baran’a göre, Marx’ın rekabetçi kapita­lizm çözümlemesi tekelci kapitalizmde ge­çerliliğini yitirmiştir. Bu aşamada “azalan kâr oranı yasası” yerine “büyüyen artık yasası” ortaya çıkmaktadır. “Artık” kavra­mı ise, Marx’ın “artık değer”inden farklı bir tanım gerektirir. Baran’ın modelinde “ar­tık”, bir toplumun ürettiği ile bu üretimin maliyeti arasındaki farktır. “Artık”ın bü­yüklüğü, verimlilik ve servetin, bir toplu­mun amaçlarına erişmek için sahip olduğu özgürlüğün göstergesidir. “Artık”ın bileşimi ise bu özgürlüğü nasıl kullandığını belirtir. Baran’ın yapıtları arasında, The Political Economy of Growth (1957; Büyümenin Ekonomi Politiği, 1974), Monopoly Capital (1966; Sweezy ile birlikte, Tekelci Kapita­lizm, 1970) ve The Longer View (ös 1969; İleriye Bakış) sayılabilir.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.