Passively İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Passively İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Passively

Passively, İngilizce dilinde “pasif bir şekilde” anlamına gelir. Pasif bir şekilde yapmak, bir eylem veya faaliyeti aktif olarak yapmamaktır. Aşağıda, “passively” kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle verilmiştir.

1. She sat passively in the back of the room. (O, sınıfın arkasında pasif bir şekilde oturdu.)
2. The audience listened passively to the speaker. (Izleyici, konuşmacıyı pasif bir şekilde dinledi.)
3. He stood passively by and watched the argument. (Tartışmayı pasif bir şekilde izleyerek durdu.)
4. The employee waited passively for his boss to arrive. (Çalışan, patronunun gelmesini pasif bir şekilde bekledi.)
5. She passively accepted the criticism without responding. (Eleştiriyi cevapsız bir şekilde kabul etti.)
6. The dog lay passively on the floor. (Köpek, zeminde pasif bir şekilde yattı.)
7. He received the news passively, without any reaction. (Haberleri tepkisiz bir şekilde aldı.)
8. The child followed his mother passively through the store. (Çocuk, annesini mağazada pasif bir şekilde takip etti.)
9. The group passively observed the experiment. (Grup, deneyi pasif bir şekilde gözlemledi.)
10. She watched the sun set passively from her balcony. (Balkonundan güneşin batışını pasif bir şekilde izledi.)
11. The company responded passively to the customer’s complaint. (Şirket, müşterinin şikayetine pasif bir şekilde yanıt verdi.)
12. The athlete passively waited for his turn to compete. (Sporcu, sırası gelene kadar pasif bir şekilde bekledi.)
13. The teacher passively observed the students during the test. (Öğretmen, sınav sırasında öğrencileri pasif bir şekilde gözlemledi.)
14. The driver sat passively in traffic. (Sürücü, trafikte pasif bir şekilde oturdu.)
15. The politician passively listened to the concerns of the voters. (Politikacı, seçmenlerin endişelerini pasif bir şekilde dinledi.)
16. The patient lay passively in the hospital bed. (Hasta, hastane yatağında pasif bir şekilde yattı.)
17. The hiker walked passively through the forest, enjoying the scenery. (Yürüyüşçü, manzaranın tadını çıkararak ormanın içinden pasif bir şekilde yürüdü.)
18. The company passively watched as its competitors gained market share. (Şirket, rakiplerinin pazar payını artırırken pasif bir şekilde izledi.)
19. The student passively accepted the grade without questioning it. (Öğrenci, notu sorgulamadan pasif bir şekilde kabul etti.)
20. The musician played passively, without putting much emotion into the performance. (Müzisyen, performansa çok fazla duygu kat

madan pasif bir şekilde çaldı.)