Paragrafta Ana Düşünce Nedir İlgili Sorular ve Örnekler

Paragrafta Ana Düşünce İlgili Sorular ve Örnekleri

Ana düşünce soruları öykü veya betimleme paragraflarında değil genellikle düşünce paragraflarında söz konusu olur. Bir düşünce paragrafında ana düşüncelerin yanında yan düşünceler de bulunur. Paragrafta Ana Düşünce Nedir?

Bir paragraftaki ana düşünceyi bulmak için “Yazarın amacı nedir?” sorusu sorulur. Doğru bir yanıt almak için önce paragrafın konusu ve bakış açısı bulunur; bir sözcük veya sözcük grubu halinde olan bu yanıt öğeleri yerli yerinde olan genel yargılı bir cümleye dönüştürülür. Bunun ardından seçeneklere bakılarak hangisinin tasarladığımız cümleye en yakın olduğunu bularak ana düşünceyi buluruz.

Ana düşünce paragrafta paragrafın bütününden çıkarılacak bir yargıyla bulunabileceği gibi paragrafta açık bir yargı halinde de bulunabilir. Ana düşünce paragrafın giriş veya gelişme veya sonuç bölümlerinde belirtilebilir. Sonuç bölümünde bulunan ana düşünce “özet olarak, böyle, kısaca, dikkate değer ki” gibi bağlaçlarla belirtilmiş olabilir.

Ana düşünce soruları, genellikle düşünce paragraflarında (açıklayıcı ve tartışmacı anlatımlarda) karşımıza çıkar.

Günümüz insanları ne yazık ki insanlığın binlerce yılda oluşan temel değerlerini göz ardı edip günlük pırıltıların çekiciliğine kaptırıyorlar kendilerini. Tek tek insanları suçlamanın bir anlamı yok. Onlara bugün sunulan dünya bu. Okul kitaplarımızın hangisinde Safo’nun ya da Herakleitos’un veya insanlık kül­türünün nice temel yapı taşlarının adı geçiyor bugün, Yurdunu tanımak, yalnızca dağlarının, ovalarının, kentlerinin adlarını öğrenmekle sınırlı olabilir mi? Bir zeytin ağacının ömrü bin yıldır. Bugün dallarından zeytin koparıp yediğimiz bu ağaçları kim dikti, kim yetiştirdi, onlar bize kimden kaldı, merak etmez mi insan?

Bu paragrafın amacı “günümüz insanının temel değerlerin bilincinde olmayışının eleştirisidir.” Bu paragrafın ana düşüncesi giriş cümlesinde verilmiştir. Gelişme cümlelerinde ise bu düşünceyle ilgili açıklamalar, bu düşünceye dayanak olan yargılar (yardımcı düşünceler) bulunmaktadır.

anadusunce

Ana düşünce bir cümle halinde paragrafın başında sonunda veya ender de olsa ortasında bulunabilir. Ancak ana düşünce, paragrafta bir cümle halinde olmayıp genele yayılmış da olabilir.

ANA DÜŞÜNCE BAŞTA

Edebiyat dünyasına birden girmek, beğeni kazanmak öyle kolay iş değildir. Önce dergilerde yazacaksın, kendini, okura, sanat çevresine kabul ettireceksin; sonra kitaplaşma yollarını arayacaksın. Yayımladığın yapıt, gerçekten özgünse, sanat çevresi de, okur da ilgisini esirgemeyecek.

Bu paragrafta ana düşünce edebiyat dünyasına gire­bilmenin zor olduğudur. Bu düşünce paragrafın başında verilmiştir. Daha sonra ana düşünce, yardımcı düşün­celerle desteklenmiştir.

ANA DÜŞÜNCE ORTADA

Roman her ne kadar bir Batı buluşuysa da, benim kül­türel milliyetçiliğim hece ölçüsüyle şiir yazmaya de­vam etmek yönünde değil. Yerel kültürün yok olmasın­dan ne kadar dertleniyorsam, ufkumuzu da Batı roma­nının buluşlarıyla o kadar açmalıyız diyorum. Edebiyat bu ikisini buluşturmalı. İnsanın kendi sesini duyması demek aslında iki değişik kaynaktan beslendiğini fark edip, aptalca, birisini seçme telaşına düşmeden, bütün gücüyle iki kimliğe de, iki kaynağa daha çok sarılarak bir yeni üçüncü sesi çıkartmaya çalışmasıdır.

Bu paragrafta giriş cümlesinde yazar konunun ne olduğunu dolaylı bir şekilde belirttikten sonra ikinci cümleyle baş­layan gelişme bölümünde ana düşünceyi belirtilmiştir. Sonuç bölümünde ise yazarın durumu “ses” benzetmesiyle somutladığı görülmektedir.

ANA DÜŞÜNCE SONDA

♦ Reşat Nuri Güntekin kendi döneminin yazarıydı, örne­ğin okurun ‘beklentiler yelpazesi’ne cevap veren ro­manları yazdığı yılların zevkine uygundu ve bundan ötürü de çok sevilen bir yazar olmuştu. Ama yenilikçi değildi, gelecek dönemlerde yeni beklentiler yarata­cak yapıtlar vermedi. Buna karşın romanları yenilikler taşıyan Oğuz Atay döneminin ilerisinde bir sanatçıydı ve bundan ötürü romanları 1970’lerin gerçekçi ve toplumcu yapıtlar bekleyen, karmaşık biçim oyunlarına kuşkuyla bakan okurunca pek anlaşılmadı. Diyebiliriz ki Oğuz Atay 1980 döneminin habercisiydi.

İki yazarın karşılaştırılmasının söz konusu olduğu bu paragrafta yazar söylemek istediği yargıyı (ana düşünceyi) paragrafın sonunda söylemiştir. Bunun için de “Diyebiliriz ki” bağlacıyla ana düşünceyi belirteceğinin sinyalini vermiştir.

Not: Tartışma ve açıklama paragraflarında ana düşünce paragrafın genellikle sonuç bölümünde olur.

♦  Leylek yaz mevsiminin kuşu değil, bizzat yazdır. Kırmızı gagasının takırtısı, sese dönüşmüş bir sıcak temmuz­dur. Bir baca üstünden ufka resmedilen bir leylek şekli, akla neler getirmez: Maviliği içi bayıltan sonsuz, derin bir gökyüzü… Yeşil bir vadide gizlenmiş minareli, küçük, beyaz bir şehir… Yarasaların uçuştuğu, kavak ağaçlarının hafif hafif sallandığı yeşil bir akşam… Sıcak bir Asya gecesi: Evlerin yan duvarlarına daya­narak, gizli gizli konuşan ve doğacak bakır bir ayı bekleyen siyah saçlı, kımızı dudaklı, altın ve mercan gerdanlıklı kadınlar… Alçak bir gece sinemasına ser­pilmiş büyük yıldızlar… Bütün bu yıldızlar içinde bir leyleğin düşünen gagası… Öyle ki leylek ressam ve şairi birtakım karmaşık ve güzel hayallere davet et­mek üzere yaratılmış bir kuştur.

Bu parçada yazar giriş cümlesinde konunun “leylek” oldu­ğuna işaret ettikten sonra leylekle ilgili düşüncelerini sıralamıştır, söylemek istediği asıl düşünceyi (ana düşün­ce) ise paragrafın sonunda söylemiştir.

♦  Bilim kurgunun zaman ile ilişkisine bakarsak, bu türün zamanla oynamaktan korkmadığını görürüz. Bu türde zaman, tamamıyla insanın elindedir ve insan zamanı istediği gibi kullanır. Böylece; geçmiş, bugün ve gele­cek zaman içinde hareket olanağını sağlar ve onu in­sanın egemenliğine verir. Yani, bilim kurgu kahraman­ları, mitolojik kahramanlar gibi zaman kavramı yokmuş gibi görünen kurallar içinde yaşarlar.

Yukarıdaki açıklayıcı anlatımda yazar “bilim kurguda za­man kavramının olmadığı” ana düşüncesini paragrafın son cümlesinde belirtmiştir.

ANA DÜŞÜNCE YAYGIN

♦    “Garip” geleneğinin Türk şiirine getirdiği iddia edilen yenilik ve değişimlere gelince, bu deneyler ondan ön­ce daha aşırı ve daha bilinçli bir biçimde yapılmıştı zaten. Gelenekleri yıkma açısından, Orhan Veli’ye göre daha geri bir çizgide bulunan Cahit Sıtkı bile dik­katle baktığımızda, daha gerçekçi bir şiir niteliği gös­termektedir. Orhan Veli, Cahit Sıtkı’nın kendi birey­sel ve bencil dünyasında “derinliğine” derleyip toparla­maya çalıştığı, o yorgun, sonuçsuz, fakat içten dene­yimini de gösterememiş, soyut bir yenilik ardında hep yatay sıçramalarla yetinmiştir.

Bu parçada ana düşünce cümlesi yoktur. Ancak parag­raftan şöyle bir ana düşünce çıkarabiliriz: Yenilik ve deği­şim konusunda, Garip geleneği, abartılan bir gelenektir.

Paragrafta Ana Düşünce İle İlgili Sorular, Paragrafta Ana Düşünce Örnekleri ve Paragrafta Ana Düşünce Nedir Konu Anlatımı Hakkında Sorularınızı ve Yorumlarınızı Aşağıdan Hemen Yazabilirsiniz.

2 yorum

ceren için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.