Aşağıda okumanın önemi ile ilgili hikaye kısaca olarak ele alacağız.
Bir gün evden sabah erken saatlerde çıktım. Okulun karşısındaki kütüphanede daha fazla vakit geçirmek istiyordum. Okumaya çok küçük yaşlarda başlamıştım ve çok alışmıştım. Okuyarak nefes alıyordum. Bir gün biri yanıma geldi ve dedi ki, seni Londra’da gördüm. İrkildim. Ne yapıyordum, dedim. Okuyordun, dedi. Öyleyse kesinlikle bendim, dedim.
İşte böyle bir hayatım vardı. Okudukça okuyordum. Bazıları kitap biriktirmekten hoşlanır. Bu biraz doğrudur. Çünkü insanın gözünün kitap görmesi çok güzel bir şeydir. Fakat ben okumayı önceliyorum. Okumak her şeyin ötesindedir. Okumak insanın kendini bulmasıdır. Okuyarak insan göremediğini görür, anlayamadığını anlar.
Okuyunca kendini bulur. Kendini gerçekleştirmek gayesinde olan insan okudukça amacına ulaşır. Bir ödüllü filmde, yüz binlerce dolar harcayarak elde etmeye çalıştığınız eğitimi, bir buçuk dolarlık kütüphane pasosuyla alabilirsiniz, diyordu. İşte bütün hayatım buydu. Okumak yalnız okumak. Susamış gibi okumak…
Kütüphaneleri hayatımın merkezine koymalıydım. Ve öyle de yapıyordum. Dünyanın en meşhur kütüphanelerini gezmeye karar verdim. Bavuluma en sevdiğim kitapları koyup ve dijital kitap okuma cihazımı alıp yola çıktım. Dünyanın dört bir yanını gezdim. Çok büyük ve ihtişamlı kütüphaneler gördüm ve medeniyetler tanıdım, hayat buydu. İşte benim hayatım bu, okumaktan ibaret olarak bir hayat yaşıyorum.
Okumanın Önemi ile İlgili Hikaye Hakkında Yorumlarınızı Aşağıdan Hemen Yazabilirsiniz.
Okumak kadar güzel bir şey yok bence bu hayatta. Beni diyardan diyara gezdiren farklı hülyalara daldıran farklı kültürleri gezmişim gibi hissettiren huzur veren hayatın sıkıntısından koparan bir başka aktivite daha yok bence.