
Nip İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Nip İle İlgili Cümleler
Nip kelimesi Türkçe’de “çimdik, tutam” gibi anlamlara gelir. İngilizcede ise “yaprak ucu”, “kıvrım”, “ısırma” gibi anlamları da bulunur.
- She gave a little nip to her brother’s ear. (Kardeşinin kulağına biraz çimdik attı.)
- The dog nipped at the postman’s heels. (Köpek postacının topuğuna ısırık attı.)
- He had a little nip of whiskey before bed. (Yatmadan önce biraz viski içti.)
- She used a nip of salt in her recipe. (Tarifinde bir tutam tuz kullandı.)
- The boat narrowly missed a nip in the rocks. (Tekne kayalıklarda bir kıvrıma neredeyse takıldı.)
- He nipped the wire to make it fit. (Telin ucunu kıvırarak sığdırdı.)
- She felt a nip in the air as winter approached. (Kış yaklaşırken havada bir soğuma hissetti.)
- The tailor took a nip in the waist of his pants. (Terzi pantolonunun belinde bir kıvrım aldı.)
- The horse gave a playful nip at its owner’s sleeve. (At sahibinin koluma oyun olsun diye ısırık attı.)
- The child’s fingers were too small to get a good nip on the crayon. (Çocuğun parmakları kalemde iyi bir kavrama yapacak kadar küçüktü.)
- She took a quick nip of her coffee before rushing out the door. (Kapıdan hızla çıkmadan önce kahvesinden bir yudum aldı.)
- The nip in her tone indicated she was not pleased. (Ses tonundaki sertlik hoşnutsuz olduğunu gösteriyordu.)
- He gave a nip to the end of the rope to keep it from unraveling. (İpten ucu kıvırarak çözülmesini önledi.)
- The child was scolded for giving his sister a nip. (Kız kardeşine çimdik attığı için çocuk azarlandı.)
- The nip in the breeze made her shiver. (Esintideki soğukluk üşütmesine neden oldu.)
- He took a nip of his sandwich and washed it down with some water. (Sandviçinden bir lokma aldı ve suyla yıkadı.)
- The nip in the air signaled the start of autumn. (Havadaki soğuma sonbaharın başlangıcını işaret etti.)
- She gave a playful nip to his earlobe. (Kulak memesine oyun olsun diye ısırık attı.)
- The tailor made a small nip in the fabric to make the dress fit better. (Terzi kumaşa küçük bir kıvrım alarak elbisenin daha iyi oturmasını sağladı.)
- The horse nipped at the grass as it grazed. (Otlayarak at çimlere ısırık attı.)
- He felt a sharp nip on his finger as he accidentally touched the hot stove. (Sıcak ocakta yanlışlıkla parmağına keskin bir ısı hissetti.)
- The chef used a nip of herbs to add flavor to the dish. (Şef yemeğe tat katmak için bir tutam baharat kullandı.)
- She gave a quick nip to the thread to cut it. (İpi kesmek için hızlıca çimdik attı.)
- The dog gave a nip at the squirrel’s tail but missed. (Köpek sincabın kuyruğuna ısırık attı ama kaçırdı.)
- He took a small nip of the hot soup and blew on it before taking another sip. (Sıcak çorbayı küçük bir yudum aldı ve birkaç nefes üfledikten sonra tekrar yudumladı.)
- The nip in the dress made it more form-fitting. (Elbisedeki kıvrım onun vücuduna daha çok oturmasını sağladı.)
- She gave a gentle nip on her baby’s cheek. (Bebeğinin yanaklarına hafif bir çimdik attı.)
- The horse’s nip was just a playful gesture, not an aggressive one. (Atın ısırığı sadece oyun amaçlıydı, saldırgan değildi.)
- He used a nipper to cut the wire. (Teli kesmek için bir tel kesme makası kullandı.)
- The nip of the cold water was refreshing on a hot day. (Sıcak bir günde soğuk suyun serinletici etkisi vardı.)
Türkçe Anlamlar:
- çimdik
- tutam
- kıvrım
- ısırma
- bel kıvrımı
- soğukluk
- yudum
- küçük kesik
- oyun amaçlı ısırma
- baharat tutamı
- ipe çimdik atma
- yarım kesme aleti
- ısırık (saldırgan veya oyun amaçlı)
- elbise kıvrımı
- hafif çimdik
- tel kesme makası
- serinletici etki
- parmak ucu
- başparmak ucu
- burun ucu
Hemen Yorum Yaz