Nip İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Nip İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Nip İle İlgili Cümleler

Nip kelimesi Türkçe’de “çimdik, tutam” gibi anlamlara gelir. İngilizcede ise “yaprak ucu”, “kıvrım”, “ısırma” gibi anlamları da bulunur.

  1. She gave a little nip to her brother’s ear. (Kardeşinin kulağına biraz çimdik attı.)
  2. The dog nipped at the postman’s heels. (Köpek postacının topuğuna ısırık attı.)
  3. He had a little nip of whiskey before bed. (Yatmadan önce biraz viski içti.)
  4. She used a nip of salt in her recipe. (Tarifinde bir tutam tuz kullandı.)
  5. The boat narrowly missed a nip in the rocks. (Tekne kayalıklarda bir kıvrıma neredeyse takıldı.)
  6. He nipped the wire to make it fit. (Telin ucunu kıvırarak sığdırdı.)
  7. She felt a nip in the air as winter approached. (Kış yaklaşırken havada bir soğuma hissetti.)
  8. The tailor took a nip in the waist of his pants. (Terzi pantolonunun belinde bir kıvrım aldı.)
  9. The horse gave a playful nip at its owner’s sleeve. (At sahibinin koluma oyun olsun diye ısırık attı.)
  10. The child’s fingers were too small to get a good nip on the crayon. (Çocuğun parmakları kalemde iyi bir kavrama yapacak kadar küçüktü.)
  11. She took a quick nip of her coffee before rushing out the door. (Kapıdan hızla çıkmadan önce kahvesinden bir yudum aldı.)
  12. The nip in her tone indicated she was not pleased. (Ses tonundaki sertlik hoşnutsuz olduğunu gösteriyordu.)
  13. He gave a nip to the end of the rope to keep it from unraveling. (İpten ucu kıvırarak çözülmesini önledi.)
  14. The child was scolded for giving his sister a nip. (Kız kardeşine çimdik attığı için çocuk azarlandı.)
  15. The nip in the breeze made her shiver. (Esintideki soğukluk üşütmesine neden oldu.)
  16. He took a nip of his sandwich and washed it down with some water. (Sandviçinden bir lokma aldı ve suyla yıkadı.)
  17. The nip in the air signaled the start of autumn. (Havadaki soğuma sonbaharın başlangıcını işaret etti.)
  18. She gave a playful nip to his earlobe. (Kulak memesine oyun olsun diye ısırık attı.)
  19. The tailor made a small nip in the fabric to make the dress fit better. (Terzi kumaşa küçük bir kıvrım alarak elbisenin daha iyi oturmasını sağladı.)
  20. The horse nipped at the grass as it grazed. (Otlayarak at çimlere ısırık attı.)
  1. He felt a sharp nip on his finger as he accidentally touched the hot stove. (Sıcak ocakta yanlışlıkla parmağına keskin bir ısı hissetti.)
  2. The chef used a nip of herbs to add flavor to the dish. (Şef yemeğe tat katmak için bir tutam baharat kullandı.)
  3. She gave a quick nip to the thread to cut it. (İpi kesmek için hızlıca çimdik attı.)
  4. The dog gave a nip at the squirrel’s tail but missed. (Köpek sincabın kuyruğuna ısırık attı ama kaçırdı.)
  5. He took a small nip of the hot soup and blew on it before taking another sip. (Sıcak çorbayı küçük bir yudum aldı ve birkaç nefes üfledikten sonra tekrar yudumladı.)
  6. The nip in the dress made it more form-fitting. (Elbisedeki kıvrım onun vücuduna daha çok oturmasını sağladı.)
  7. She gave a gentle nip on her baby’s cheek. (Bebeğinin yanaklarına hafif bir çimdik attı.)
  8. The horse’s nip was just a playful gesture, not an aggressive one. (Atın ısırığı sadece oyun amaçlıydı, saldırgan değildi.)
  9. He used a nipper to cut the wire. (Teli kesmek için bir tel kesme makası kullandı.)
  10. The nip of the cold water was refreshing on a hot day. (Sıcak bir günde soğuk suyun serinletici etkisi vardı.)

Türkçe Anlamlar:

  • çimdik
  • tutam
  • kıvrım
  • ısırma
  • bel kıvrımı
  • soğukluk
  • yudum
  • küçük kesik
  • oyun amaçlı ısırma
  • baharat tutamı
  • ipe çimdik atma
  • yarım kesme aleti
  • ısırık (saldırgan veya oyun amaçlı)
  • elbise kıvrımı
  • hafif çimdik
  • tel kesme makası
  • serinletici etki
  • parmak ucu
  • başparmak ucu
  • burun ucu

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.