Nerve-Wracking İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Nerve-Wracking İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Nerve-Wracking Nedir?

Nerve-wracking, İngilizce bir sıfat olup, Türkçede “sinir bozucu, stresli, gerginlik veren” gibi anlamlara gelir.

Örnek Cümleler:

  1. The interview was nerve-wracking, I couldn’t stop sweating. (Mülakat sinir bozucuydu, terlemeyi durduramadım.)
  2. Waiting for the exam results is nerve-wracking. (Sınav sonuçlarını beklemek sinir bozucu.)
  3. I find public speaking nerve-wracking. (Halk önünde konuşma yapmak benim için stres verici.)
  4. The thought of flying alone is nerve-wracking for some people. (Tek başına uçmak düşüncesi bazı insanlar için sinir bozucudur.)
  5. The suspenseful scene in the movie was nerve-wracking. (Filmin gerilim dolu sahnesi sinir bozucuydu.)
  6. Driving in heavy traffic can be nerve-wracking. (Yoğun trafikte araba kullanmak gerginlik verici olabilir.)
  7. The roller coaster ride was nerve-wracking, but also thrilling. (Lunaparktaki hız treni turu sinir bozucuydu, ama heyecanlıydı.)
  8. Waiting for a response from the employer is nerve-wracking. (İşverenden cevap beklemek sinir bozucu.)
  9. The idea of speaking in front of a large audience is nerve-wracking. (Büyük bir kitle önünde konuşma yapma fikri gerginlik vericidir.)
  10. The thought of bungee jumping is nerve-wracking for some people. (Bungee jumping yapma fikri bazı insanlar için stres vericidir.)
  11. The final exam was nerve-wracking for all students. (Final sınavı tüm öğrenciler için gerginlik vericiydi.)
  12. Being in a small room with many people is nerve-wracking for those with claustrophobia. (Klostrofobisi olanlar için, birçok insanın bulunduğu küçük bir odada bulunmak sinir bozucudur.)
  13. The idea of giving a speech at a wedding is nerve-wracking for many people. (Bir düğünde konuşma yapma fikri birçok insan için stres vericidir.)
  14. The experience of being lost in a new city can be nerve-wracking. (Yeni bir şehirde kaybolmak gerginlik verici olabilir.)
  15. The suspenseful music in the horror movie was nerve-wracking. (Korku filmindeki gerilimli müzik sinir bozucuydu.)
  16. The idea of skydiving is nerve-wracking for some people. (Hava dalışı yapmak bazı insanlar için sinir bozucudur.)
  17. The suspenseful wait for the test results was nerve-wracking. (Test sonuçlarını beklemek sinir bozucuydu.)
  18. The first day at a new job can be nerve-wracking for some people. (Yeni bir işteki ilk gün
  1. Waiting for a medical diagnosis can be nerve-wracking. (Tıbbi bir teşhis için beklemek sinir bozucu olabilir.)
  2. The idea of speaking in front of a famous celebrity can be nerve-wracking for many people. (Ünlü bir ünlünün önünde konuşma yapma fikri birçok insan için sinir bozucudur.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.