
Moor İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Moor Nedir?
Moor, genellikle bataklık, çamur veya su birikintisiyle kaplı düz arazileri ifade eden bir kelime olarak kullanılır. Bu kelime aynı zamanda deniz kenarlarındaki kayalık veya kaygan zeminleri ifade etmek için de kullanılır.
Örnek cümleler:
- The ship got stuck in the moor and couldn’t move. (Gemi bataklığa saplandı ve hareket edemedi.)
- The moor was filled with fog and it was hard to see. (Bataklık sis ile doluydu ve görmek zordu.)
- He fell into the moor and got all muddy. (Bataklığa düştü ve bütün çamurlu oldu.)
- The moor was home to many different species of birds. (Bataklık, birçok farklı kuş türüne ev sahipliği yapıyordu.)
- The hiker got lost on the moor and had to call for help. (Yürüyüşçü bataklıkta kayboldu ve yardım çağırmak zorunda kaldı.)
- The moor was so wet that our shoes were completely soaked. (Bataklık o kadar ıslaktı ki ayakkabılarımız tamamen ıslanmıştı.)
- The sheep grazed on the moor all day. (Koyunlar bataklıkta bütün gün otlatıldı.)
- The castle was built on the edge of the moor. (Kale, bataklığın kenarına inşa edildi.)
- The moor was covered in purple heather flowers. (Bataklık mor fundalıklarla kaplıydı.)
- The moor was a popular spot for birdwatchers. (Bataklık kuş gözlemcileri için popüler bir noktaydı.)
- The ground was very uneven on the moor. (Bataklıkta zemin çok düzensizdi.)
- The moor was known for its treacherous terrain. (Bataklık, tehlikeli arazisiyle biliniyordu.)
- The moor was eerily quiet at night. (Bataklık geceleri ürkütücü bir sessizliğe bürünürdü.)
- The moor was a popular location for film shoots. (Bataklık, film çekimleri için popüler bir mekandı.)
- The moor was an important source of peat for fuel. (Bataklık, yakıt olarak turba için önemli bir kaynaktı.)
- The moor was surrounded by dense forests. (Bataklık, yoğun ormanlarla çevriliydi.)
- The moor was home to many different types of insects. (Bataklık, birçok farklı böcek türüne ev sahipliği yapıyordu.)
- The path through the moor was narrow and winding. (Bataklıktaki yol dar ve dolambaçlıydı.)
- The moor was a peaceful and secluded place. (Bataklık, huzurlu ve tenha bir yerdi.)
Devamı
- The moor was a haven for wildlife. (Bataklık, yaban hayatı için bir sığınaktı.)
- The moorland was covered in mist, making it difficult to see. (Moorland sis ile kaplıydı ve görüşü zorlaştırıyordu.)
- The moor was a popular spot for hiking and camping. (Bataklık, yürüyüş ve kamp yapmak için popüler bir noktaydı.)
- The moor was home to many rare and endangered plant species. (Bataklık, birçok nadir ve tehlike altındaki bitki türüne ev sahipliği yapıyordu.)
- The moor was a source of inspiration for many artists and writers. (Bataklık, birçok sanatçı ve yazar için ilham kaynağıydı.)
- The moor was difficult to navigate due to its marshy ground. (Bataklık, çamurlu zemininden dolayı gezinmesi zordu.)
- The moor was a natural habitat for waterfowl such as ducks and geese. (Bataklık, ördek ve kaz gibi su kuşları için doğal bir yaşam alanıydı.)
- The moor was used as a filming location for the popular TV series. (Bataklık, popüler TV dizisi için bir çekim mekanı olarak kullanıldı.)
- The moor was an important source of livelihood for the local community. (Bataklık, yerel toplum için önemli bir geçim kaynağıydı.)
- The moor was a reminder of the region’s natural beauty and diversity. (Bataklık, bölgenin doğal güzellikleri ve çeşitliliğinin bir hatırlatıcısıydı.)
Hemen Yorum Yaz