
Minor İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Minor kelimesinin Türkçe anlamı:
18 yaşından küçük bir kişi, küçük, ergen
Örnek cümleler:
- My brother is still a minor, he can’t legally vote yet. (Kardeşim hala bir ergen, yasal olarak oy kullanamaz.)
- The movie is rated R, so minors are not allowed to watch it. (Film R derecelidir, bu nedenle küçükler izleyemez.)
- The store sells cigarettes, but they won’t sell them to minors. (Mağaza sigara satıyor, ancak küçüklere satmazlar.)
- The minor was caught shoplifting and was taken to the police station. (Ergen hırsızlık yaparken yakalandı ve polis karakoluna götürüldü.)
- Minors need their parents’ permission to go on the school trip. (Ergenlerin okul gezisine gitmek için ebeveynlerinin iznine ihtiyacı var.)
- The club is for adults only, minors are not allowed inside. (Kulüp sadece yetişkinler içindir, küçükler içeri alınmaz.)
- The minor’s curfew is at 10 pm, they have to be home by then. (Ergenlerin sokağa çıkma yasağı saat 22:00’da başlar, o zaman evde olmaları gerekiyor.)
- Minors are not allowed to buy alcohol, it’s against the law. (Küçüklerin alkollü içecek satın alması yasaktır.)
- The minor needs a guardian to sign the permission slip for the field trip. (Ergenin, okul gezisi için izin kağıdını imzalamak için bir vasisi olması gerekir.)
- The minor was given a warning for breaking the school’s dress code. (Ergen, okulun kıyafet kodunu ihlal ettiği için uyarıldı.)
- Minors can’t work full-time jobs, there are laws in place to protect them. (Küçükler tam zamanlı işlerde çalışamazlar, onları korumak için yasalar vardır.)
- The minor was granted emancipation and is now legally responsible for themselves. (Ergen, özgürleşme verildi ve artık yasal olarak kendilerine sorumludur.)
- The minor’s parents have to co-sign the lease for their apartment. (Ergenin ebeveynleri, dairelerinin kirasını birlikte imzalamak zorundadır.)
- Minors are not allowed to buy lottery tickets, it’s against the law. (Küçüklerin loto bileti satın alması yasaktır.)
- The minor was granted a driver’s license but can only drive with a licensed adult in the car. (Ergen bir sürücü ehliyeti verildi, ancak sadece lisanslı bir yetişkinle arabada sürüş yapabilir.)
- Minors are not allowed to vote in elections, they have to wait until they’re 18. (Küçükler seçimlerde oy kullanamaz
- The minor was caught trespassing and was given a warning by the police. (Ergen, izinsiz giriş yaparken yakalandı ve polis tarafından uyarıldı.)
- Minors can’t purchase certain products, like tobacco and fireworks. (Küçükler, tütün ve havai fişek gibi belirli ürünleri satın alamazlar.)
- The minor was suspended from school for fighting with another student. (Ergen, başka bir öğrenciyle kavga ettiği için okuldan uzaklaştırıldı.)
- Minors have to be accompanied by a parent or guardian when traveling on a plane. (Küçükler, uçakta seyahat ederken bir ebeveyn veya vasinin eşlik etmesi gerekiyor.)
Türkçe karşılıklar:
– minor: ergen
– legally: yasal olarak
– allowed: izin verilmiş
– shoplifting: dükkandan hırsızlık yapma
– curfew: sokağa çıkma yasağı
– permission slip: izin belgesi
– dress code: kıyafet kodu
– full-time: tam zamanlı
– emancipation: özgürleşme
– co-sign: birlikte imzalamak
– lottery ticket: loto bileti
– driver’s license: sürücü ehliyeti
– trespassing: izinsiz giriş yapma
– suspended: uzaklaştırılmış
– accompanied: eşlik eden.
Hemen Yorum Yaz