Minor İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Minor İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Minor kelimesinin Türkçe anlamı:

18 yaşından küçük bir kişi, küçük, ergen

Örnek cümleler:

  1. My brother is still a minor, he can’t legally vote yet. (Kardeşim hala bir ergen, yasal olarak oy kullanamaz.)
  2. The movie is rated R, so minors are not allowed to watch it. (Film R derecelidir, bu nedenle küçükler izleyemez.)
  3. The store sells cigarettes, but they won’t sell them to minors. (Mağaza sigara satıyor, ancak küçüklere satmazlar.)
  4. The minor was caught shoplifting and was taken to the police station. (Ergen hırsızlık yaparken yakalandı ve polis karakoluna götürüldü.)
  5. Minors need their parents’ permission to go on the school trip. (Ergenlerin okul gezisine gitmek için ebeveynlerinin iznine ihtiyacı var.)
  6. The club is for adults only, minors are not allowed inside. (Kulüp sadece yetişkinler içindir, küçükler içeri alınmaz.)
  7. The minor’s curfew is at 10 pm, they have to be home by then. (Ergenlerin sokağa çıkma yasağı saat 22:00’da başlar, o zaman evde olmaları gerekiyor.)
  8. Minors are not allowed to buy alcohol, it’s against the law. (Küçüklerin alkollü içecek satın alması yasaktır.)
  9. The minor needs a guardian to sign the permission slip for the field trip. (Ergenin, okul gezisi için izin kağıdını imzalamak için bir vasisi olması gerekir.)
  10. The minor was given a warning for breaking the school’s dress code. (Ergen, okulun kıyafet kodunu ihlal ettiği için uyarıldı.)
  11. Minors can’t work full-time jobs, there are laws in place to protect them. (Küçükler tam zamanlı işlerde çalışamazlar, onları korumak için yasalar vardır.)
  12. The minor was granted emancipation and is now legally responsible for themselves. (Ergen, özgürleşme verildi ve artık yasal olarak kendilerine sorumludur.)
  13. The minor’s parents have to co-sign the lease for their apartment. (Ergenin ebeveynleri, dairelerinin kirasını birlikte imzalamak zorundadır.)
  14. Minors are not allowed to buy lottery tickets, it’s against the law. (Küçüklerin loto bileti satın alması yasaktır.)
  15. The minor was granted a driver’s license but can only drive with a licensed adult in the car. (Ergen bir sürücü ehliyeti verildi, ancak sadece lisanslı bir yetişkinle arabada sürüş yapabilir.)
  16. Minors are not allowed to vote in elections, they have to wait until they’re 18. (Küçükler seçimlerde oy kullanamaz
  1. The minor was caught trespassing and was given a warning by the police. (Ergen, izinsiz giriş yaparken yakalandı ve polis tarafından uyarıldı.)
  2. Minors can’t purchase certain products, like tobacco and fireworks. (Küçükler, tütün ve havai fişek gibi belirli ürünleri satın alamazlar.)
  3. The minor was suspended from school for fighting with another student. (Ergen, başka bir öğrenciyle kavga ettiği için okuldan uzaklaştırıldı.)
  4. Minors have to be accompanied by a parent or guardian when traveling on a plane. (Küçükler, uçakta seyahat ederken bir ebeveyn veya vasinin eşlik etmesi gerekiyor.)

Türkçe karşılıklar:

– minor: ergen
– legally: yasal olarak
– allowed: izin verilmiş
– shoplifting: dükkandan hırsızlık yapma
– curfew: sokağa çıkma yasağı
– permission slip: izin belgesi
– dress code: kıyafet kodu
– full-time: tam zamanlı
– emancipation: özgürleşme
– co-sign: birlikte imzalamak
– lottery ticket: loto bileti
– driver’s license: sürücü ehliyeti
– trespassing: izinsiz giriş yapma
– suspended: uzaklaştırılmış
– accompanied: eşlik eden.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.