Mevsimler ile İlgili Hikaye

Aşağıda mevsimler ile ilgili hikaye kısaca olarak ele alacağız.

İlkbahar mevsimi bizim köyde cıvıl cıvıl olurdu. Ağaçlar yeşerir, çiçekler açardı. Etraf toprak kokusuyla dolmaktadır. İlkbahar doğanın canlanması anlamına gelir. İlkbahar, doğanın kendine gelmesidir. Bir başlangıçtır. Köy hayatı bunu görmek için çok önemli bir yere sahiptir. Mevsimlerin geçişi köylerde daha iyi anlaşılır.

İlkbahardan sonra hava iyice ısınırdı. Yaz mevsimi başlardı. Sebze ve meyveler kendini gösterirdi. Ortalık şen şakrak olurdu. Yaz ayları çok sıcak olmazdı. Yağışlar da yaşanırdı. Yaz yağmurları bizim içim için çok mutluluk vericiydi. Yaz yağmurlarının yaşanması bizi sevince boğardı.

Ardından etraf hüzne boyanırdı. Ağaçlar ölmeye başlardı. Yeniden dirilmek için yapraklarını dökerdi. Bu sonbahar geldi demekti. Sonbaharda etraf sapsarı olurdu. Sarı sonbahar rengiydi. Hemen ardından bir beyazlık gelirdi. Bütün mikroplar kırılırdı. Etraf kar beyaz olur ve yine mutluluk içimizi kaplardı.

Artık bu anlattıklarım adeta bir hikaye oldu. Ne mevsimler kaldı ve de bitki örtüsü kaldı. İnsanlar köylerini terk etti, tarlalarını sattı ve şehirlere gitti. Şehirlerde sanayi alanlarının ağır dumanları altında yaşamaya meraklı hale geldiler. Köy havalarını da bozdular ve mevsimlere de zarar verdiler.

Dünyamızın yıllık hareketini bile etkileyen bu çevre kirlilikleri yavaş yavaş insan neslini tehdit etmeye başladı. Bu konuşmaları en çok kendime yapıyordum. Ardından kapı açıldı annem içeri girdi ve çöpü dışarı çıkarmamı söyledi.

Mevsimler ile İlgili Hikaye Hakkında Yorumlarınızı Aşağıdan Hemen Yazabilirsiniz.