Manliness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Manliness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Manliness Nedir?

Manliness, erkeklik veya erkeksi özelliklerle ilgilidir. Bu kavram genellikle erkeklerin güçlü, cesur, kararlı, bağımsız, başarılı ve sert olduğu gibi özellikleri ifade eder. Ancak, bu özellikler cinsiyete özgü değildir ve kadınlar da bu özelliklere sahip olabilir.

Örnek Cümleler:

  1. He demonstrated his manliness by saving his family from the burning building. (Ailesini yanmaktan kurtararak erkekliğini gösterdi.)
  2. Manliness is not defined by physical strength alone. (Erkeklik sadece fiziksel güçle tanımlanmaz.)
  3. He was taught that crying was a sign of weakness and a lack of manliness. (Ağlamanın zayıflık ve erkekliğin eksikliği olduğu öğretildi.)
  4. The coach praised the team’s manliness in the face of a tough opponent. (Antrenör, zorlu bir rakip karşısında takımın erkekliğini övdü.)
  5. Being able to admit your mistakes is a sign of true manliness. (Hatalarınızı kabul edebilmek gerçek erkekliğin bir göstergesidir.)
  6. He felt that he needed to prove his manliness by taking unnecessary risks. (Gereksiz riskler alarak erkekliğini kanıtlamak zorunda hissetti.)
  7. The company’s advertising campaign appealed to men’s desire for manliness. (Şirketin reklam kampanyası erkeklerin erkeklik isteğine hitap etti.)
  8. Real manliness is about being confident and secure in who you are. (Gerçek erkeklik, kim olduğunuzda kendinize güvenli ve emin olmakla ilgilidir.)
  9. He believed that showing emotion was a sign of weakness and went against his idea of manliness. (Duygularını göstermenin zayıflık belirtisi olduğuna ve erkekliğiyle çeliştiğine inandı.)
  10. The soldier’s bravery and commitment to his country were a testament to his manliness. (Askerin cesareti ve ülkesine olan bağlılığı, erkekliğinin bir kanıtıydı.)
  11. The stereotype of manliness as being aggressive and unemotional is harmful and limiting. (Erkekliği, saldırgan ve duygusuz olarak betimlemek zararlı ve kısıtlayıcıdır.)
  12. He prided himself on his manliness and felt that he needed to be the provider for his family. (Erkekliğiyle övündü ve ailesi için sağlayıcı olması gerektiğini hissetti.)
  13. Manliness can be expressed in many different ways and does not have a single definition. (Erkeklik birçok farklı şekilde ifade edilebilir ve tek bir tanımı yoktur.)
  14. The actor’s rugged appearance and tough demeanor were seen as symbols of manliness. (Aktörün kaba görünümü ve sert tavırları, erkekliğin sem

bollerinden olarak görüldü.)
15. The idea of manliness as a measure of worth is outdated and harmful. (Erkekliğin bir değer ölçütü olarak kabul edilmesi, geçmişte kalmış ve zararlı bir düşüncedir.)

  1. He was criticized for not exhibiting enough manliness in his behavior and attitude. (Davranış ve tutumuyla yeterince erkeklik sergilemediği için eleştirildi.)
  2. True manliness involves being able to express vulnerability and seek help when needed. (Gerçek erkeklik, kırılganlığı ifade edebilmek ve ihtiyaç duyulduğunda yardım isteyebilmekle ilgilidir.)
  3. He admired his grandfather’s old-fashioned notions of manliness and tried to emulate them. (Dedesi’nin eski moda erkeklik düşüncelerini takdir etti ve onları örnek almaya çalıştı.)
  4. The pressure to conform to traditional ideas of manliness can be overwhelming and damaging to mental health. (Geleneksel erkeklik fikirlerine uyma baskısı, zihinsel sağlık açısından ezici ve zararlı olabilir.)
  5. Manliness should not be a source of shame or insecurity, but rather a celebration of one’s unique qualities and strengths. (Erkeklik utanç veya güvensizlik kaynağı olmamalı, ancak benzersiz niteliklerinizin ve güçlerinizin kutlanması olmalıdır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.