Manic İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Manic Nedir?
Manic, aşırı neşeli, heyecanlı, coşkulu ve hareketli bir şekilde davranma durumunu ifade eden bir sıfattır.
Örnek cümleler:
- She’s in a manic state today, she can’t stop laughing. (Bugün aşırı neşeli, gülmeye duramıyor.)
- He went into a manic phase after winning the game. (Oyunu kazandıktan sonra manik bir döneme girdi.)
- The artist painted the canvas with a manic energy. (Sanatçı tuvali manik bir enerjiyle boyadı.)
- The crowd at the concert was in a manic frenzy. (Konserdeki kalabalık manik bir çılgınlık içindeydi.)
- Her manic behavior was a cause for concern. (Onun manik davranışları endişe kaynağıydı.)
- The drug caused him to become manic. (İlaç onun manik olmasına neden oldu.)
- His manic laughter echoed throughout the room. (Onun manik kahkahaları odaya yayıldı.)
- She’s experiencing a manic episode and needs medical attention. (O bir manik bölüm geçiriyor ve tıbbi müdahaleye ihtiyacı var.)
- The team played with a manic intensity and won the game. (Takım manik bir yoğunlukla oynadı ve oyunu kazandı.)
- The manic driver sped through the intersection and caused a crash. (Manik sürücü kavşaktan hızla geçti ve bir kaza meydana getirdi.)
- His manic energy was infectious and everyone around him felt it. (Onun manik enerjisi bulaşıcıydı ve etrafındaki herkes bunu hissetti.)
- The manic atmosphere of the party was exhilarating. (Partinin manik atmosferi heyecan vericiydi.)
- She’s been diagnosed with manic-depressive disorder. (O, manik depresif bozukluk teşhisi konuldu.)
- He’s been acting manic since he started taking the medication. (İlaç almaya başladığından beri manik davranıyor.)
- The manic rhythm of the music made everyone dance. (Müziğin manik ritmi herkesi dans ettirdi.)
- His manic behavior was a sign that he needed help. (Onun manik davranışı yardıma ihtiyacı olduğunu gösteren bir işaretti.)
- The manic pace of the city was exhausting. (Şehrin manik temposu yorucuydu.)
- She’s been writing in a manic state for days, unable to stop. (Günlerdir manik bir halde yazıyor ve duramıyor.)
- The manic excitement of the crowd was palpable. (Kalabalığın manik heyecanı hissedilir derecede yüksekti.)
- His manic personality made him the life of the party. (Onun manik kişiliği partiye renk kattı.)
Manic İle İlgili Diğer Örnek Cümleler
- The athlete’s manic determination led him to break the world record. (Sporcu manik kararlılığıyla dünya rekorunu kırdı.)
- The manic look in her eyes made me worry about her mental state. (Gözlerindeki manik bakış onun zihinsel durumu hakkında endişelenmeme neden oldu.)
- He’s been on a manic high for days, unable to sleep or eat properly. (Günlerdir manik bir durumda, uyuyamıyor veya düzgün bir şekilde yemek yiyemiyor.)
- The writer’s manic creativity led her to produce a masterpiece. (Yazarın manik yaratıcılığı, bir şaheser üretmesine neden oldu.)
- His manic behavior at the party made everyone uncomfortable. (Partideki manik davranışı herkesi rahatsız etti.)
- The manic pace of the stock market can be overwhelming for some investors. (Borsanın manik temposu, bazı yatırımcılar için ezici olabilir.)
- She’s been experiencing manic episodes since she was diagnosed with bipolar disorder. (Bipolar bozukluk teşhisi konulduğundan beri manik bölümler yaşıyor.)
- The manic enthusiasm of the fans was contagious. (Taraftarların manik coşkusu bulaşıcıydı.)
- The manic artist worked tirelessly for hours on end. (Sanatçı saatlerce manik bir şekilde çalıştı durdu.)
- His manic laughter was unsettling and made everyone around him uncomfortable. (Onun manik kahkahası rahatsız ediciydi ve etrafındaki herkesi rahatsız etti.)
Hemen Yorum Yaz