Manacle İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Manacle İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Manacle Nedir?


Manacle, bileklerinizi birbirine bağlamak için kullanılan metal kelepçelerdir.

Örnek Cümleler:

  1. The criminal was put in manacles and escorted to the police station. (Suçlu kelepçelendi ve polis istasyonuna götürüldü.)
  2. The prisoner tried to break free from his manacles, but it was impossible. (Mahkum kelepçelerinden kurtulmaya çalıştı, ama imkansızdı.)
  3. The pirate captain wore a pair of golden manacles as a symbol of his authority. (Korsan kaptan, otoritesinin bir sembolü olarak altın kelepçe takıyordu.)
  4. The police officer tightened the manacles on the suspect’s wrists. (Polis memuru, şüphelinin bileklerindeki kelepçeleri sıktı.)
  5. The manacles were too tight, causing pain and discomfort to the prisoner. (Kelepçeler çok sıkıydı ve mahkumun acı ve rahatsızlık yaşamasına neden oldu.)
  6. The escapee was quickly apprehended and put back into manacles. (Kaçak, hızlıca yakalandı ve kelepçelere geri konuldu.)
  7. The manacles were old and rusty, making them difficult to open. (Kelepçeler eski ve paslıydı, açmak zordu.)
  8. The police officer unlocked the manacles and set the suspect free. (Polis memuru kelepçeleri açtı ve şüpheliyi serbest bıraktı.)
  9. The prisoner was so dangerous that he had to be put in manacles even inside the jail cell. (Mahkum o kadar tehlikeliydi ki, hücre içinde bile kelepçeye konulması gerekiyordu.)
  10. The manacles clanged loudly as the prisoner was led down the hallway. (Mahkum koridorda yönlendirilirken, kelepçeler yüksek sesle çınladı.)
  11. The manacles had left marks on the suspect’s wrists, indicating that they had been on for a long time. (Kelepçeler, şüphelinin bileklerinde iz bırakmıştı, bu da uzun süre takılı kaldıklarını gösteriyordu.)
  12. The prisoner was restrained by the manacles and could not move his hands freely. (Mahkum kelepçelerle sınırlandırılmıştı ve ellerini özgürce hareket ettiremiyordu.)
  13. The manacles were uncomfortable and caused the suspect’s wrists to ache. (Kelepçeler rahatsız ediciydi ve şüphelinin bileklerinin ağrısına neden oluyordu.)
  14. The police officer took the manacles off the suspect and put them back in his pocket. (Polis memuru kelepçeleri şüphelinin üzerinden çıkardı ve tekrar cebine koydu.)
  15. The prisoner was not allowed to have the manacles removed even during his trial. (Mahkum, duruşması sırasında bile kelepçelerin çıkarılmasına izin verilmedi.)
  16. The manacles were specially designed to prevent the prisoner from

using his hands to harm anyone. (Kelepçeler, mahkumun ellerini kullanarak herhangi birine zarar vermesini önlemek için özel olarak tasarlanmıştı.)
17. The detective found a pair of manacles in the suspect’s bag, which he believed were used in the crime. (Dedektif, suçta kullanıldığını düşündüğü bir çift kelepçeyi şüphelinin çantasında buldu.)

  1. The prisoner begged the guards to remove his manacles, but they refused. (Mahkum, gardiyanlara kelepçelerini çıkarmaları için yalvardı, ama reddedildi.)
  2. The manacles were so heavy that they made it difficult for the prisoner to walk. (Kelepçeler o kadar ağırdı ki, mahkumun yürümesini zorlaştırdı.)
  3. The manacles were a symbol of the slave trade, where human beings were treated like property and chained like animals. (Kelepçeler, insanların mal gibi görüldüğü ve hayvanlar gibi zincirlendiği köle ticaretinin bir sembolüydü.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.