Magical İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Magical İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Magical

Magical, “sihirli, büyülü” anlamlarına gelir. Bir şeyin doğaüstü ya da gizemli bir şekilde etkileyici olması durumunda da kullanılabilir.

Örnek cümleler:

  1. The wizard cast a magical spell. (Büyücü sihirli bir büyü yaptı.)
  2. The unicorn had a magical horn. (Tek boynuzlu atın sihirli bir boynuzu vardı.)
  3. The fairy granted a magical wish. (Peri sihirli bir dileği yerine getirdi.)
  4. The castle was surrounded by a magical aura. (Kale sihirli bir havayla çevriliydi.)
  5. The magician performed a magical trick. (Sihirbaz sihirli bir numara sergiledi.)
  6. The enchanted forest was full of magical creatures. (Büyülenmiş orman sihirli yaratıklarla doluydu.)
  7. The potion had a magical effect on the prince. (İksir prense sihirli bir etki yaptı.)
  8. The magical mirror revealed the truth. (Sihirli ayna gerçeği ortaya çıkardı.)
  9. The wand had a magical power. (Sihirli değnek sihirli bir güce sahipti.)
  10. The genie granted three magical wishes. (Cin üç sihirli dileği yerine getirdi.)
  11. The magical kingdom was ruled by a benevolent queen. (Sihirli krallık iyi kalpli bir kraliçe tarafından yönetiliyordu.)
  12. The magical music put everyone under its spell. (Sihirli müzik herkesi büyüsü altına aldı.)
  13. The magical garden was full of colorful flowers. (Sihirli bahçe renkli çiçeklerle doluydu.)
  14. The book contained magical secrets. (Kitap sihirli sırlar içeriyordu.)
  15. The magical door led to a secret chamber. (Sihirli kapı gizli bir odaya açılıyordu.)
  16. The magical carpet could fly. (Sihirli halı uçabilirdi.)
  17. The magical fountain granted eternal youth. (Sihirli çeşme ölümsüzlük veriyordu.)
  18. The magical amulet protected the wearer from harm. (Sihirli tılsım kullanıcısını zarardan koruyordu.)
  19. The magical artifact had been lost for centuries. (Sihirli eser yüzyıllardır kayıptı.)
  20. The magical experience left a lasting impression on the children. (Sihirli deneyim çocuklar üzerinde kalıcı bir etki bıraktı.)

Magical

(devam)

  1. The princess was saved by a magical kiss. (Prenses sihirli bir öpücük sayesinde kurtarıldı.)
  2. The magical sword was the only weapon that could defeat the dragon. (Sihirli kılıç ejderhayı yenebilecek tek silahtı.)
  3. The magical painting came to life. (Sihirli tablo canlanmıştı.)
  4. The magician’s hat was a source of magical surprises. (Sihirbazın şapkası sihirli sürprizlerin kaynağıydı.)
  5. The magical ice palace sparkled in the moonlight. (Sihirli buz sarayı ay ışığında parıldıyordu.)
  6. The magical forest was a place of wonder and mystery. (Sihirli orman hayranlık uyandıran ve gizemli bir yerdi.)
  7. The magical bracelet granted the wearer the power of flight. (Sihirli bilezik kullanıcısına uçma gücü veriyordu.)
  8. The magical hourglass controlled the flow of time. (Sihirli kum saati zamanın akışını kontrol ediyordu.)
  9. The magical portal opened a gateway to another dimension. (Sihirli portal başka bir boyuta geçiş sağlıyordu.)
  10. The magical scroll contained ancient spells. (Sihirli parşömen eski büyüler içeriyordu.)

Türkçe anlamlarına karşılık gelen bu cümleler, magical kelimesinin kullanım alanlarını ve anlamlarını göstermektedir.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.