LYS Üniversite Tercihlerinde Zorlananlar İçin Tercih Rehberi

LYS ( Lisans Yerleştirme Sınavı ) sonuçlarına göre tercih sürecinin bitmesine çok az süre kaldı. Tercih için yarın (5 Ağustos 2011 Cuma)  son gün. Hala tercih yapamamış, tercihte zorlananların bu yazıyı okumasında yarar var. Prof. Dr. B. Gültekin Çetiner ‘in Yazısı :

Prof. B.Gültekin ÇetinerLYS sonuçları açıklandı ve gençlerin pek çoğu için hayati karar aşaması olarak görülen üniversite ve bölüm tercih sürecinin bitmesine de çok az bir süre kaldı.

Arzın yetersiz olduğu belli mesleki alanlardaki yığılmalar ve hatalı tercihler nedeniyle muhtemelen bu sene de belli bölümlerde çok sayıda kontenjan boş kalacak. Daha sonra, yeni açılan bölümlerinkini de kapsayacak şekilde boş kontenjanlar için ek yerleştirmeler yapılacak.

Tüm bunlara rağmen doldurulamayan kontenjanlar, yerleştirme konusunda üniversitelere herhangi bir yetki tanınmaması nedeniyle tamamıyla boş kalacak.

Tercih süreçlerinin sonunda bu seneki yerleştirmeden umudu kesen çok sayıda öğrenci ise ÖSYM’nin üniversiteye giriş konusunda yılda birden fazla sınav yapma geleneği olmaması nedeniyle maalesef koca bir yıl daha beklemek zorunda kalacak.

Bu yüzden doğru tercih gençler için çok önemli. Onlar da bunun farkında ve tercihlerini doğru yapabilme adına güçleri yettiğince araştırmaya çalışmaktalar. Her ne kadar tam olarak ne aradığını bilmeyen epeyce olsa da…

Şüphesiz gençlerin tercihlerini etkileyen karar süreçlerinin içinde aldıkları puanlar kadar hangi bölümü ya da mesleği tercih edecekleri başta olmak üzere pek çok etmen var.

Bunlar arasında gençlerin meslekler hakkında yeterince bilgi sahibi olmaması yanında, aile ve çevre baskısı gibi kararı etkileyen diğer unsurları da unutmamak gerekiyor.

Gençlerin kafa karışıklığını ve telaşını tercih dönemlerinde yakından hissediyorum. Nasıl mı?

Birincisi, Türkiye’de İşkur’ca tanımı yapılan 500’ün üzerinde mesleğin tanıtımını yaptığımız meslek rehberi sitesinden gelen yorumların ve soruların bu günlerde yine artması. Orada başlayan çabalar kartopu gibi belli büyüklüğe ulaştı. Artık sağolsunlar meslek sahibi kişiler ve hali hazırda o bölümleri seçenler olaya el attılar. Alanlarıyla ilgili kaliteli yorumlarla gençleri aydınlatıyorlar.

Diğer taraftan bizzat bu köşeden iletilen elektronik postalar, Facebookhesabından erişimler ve çeşitli kanallardan temin ettikleri özel telefonumuz yoluyla da gençler tercihle ilgili sorularını yöneltmekteler.

Vaktimiz elverdiği ölçüde bazılarını bireysel olarak yanıtlamaya çalışsak da herkese cevap vermenin mümkün olmaması nedeniyle burada meslek/bölüm seçimi konusunda mini bir üniversite tercih rehberi oluşturmak istedik.

Meslek edinmenin en önemli adresi olarak yükseköğretim kurumları

Geçmişteki katsayı adaletsizliği, mesleki eğitimde iyi bir planlama yapılmaması, mesleki eğitimin özendiriciliğini kaybetmesi gibi nedenler yüzünden yükseköğretim kurumları maalesef meslek edinmenin neredeyse en önemli adresi haline geldi.

ÖSYM’nin senede yalnızca bir kez sınav yapması nedeniyle öğrencilerin bir yılına, yanlış tercih ile de belki hayatının hatasına yol açacak durumlar öğrencilerin kararsızlığında önemli bir etken.

Öğrencilerin hayatta tek mesleğe sahip olunacağı yanılgısı da paniklemelerinde önemli bir neden. Elbette belli alanlarda yapılan yanlış tercihler fırsat maliyeti dediğimiz kapsamda değerlendirilmeli.

Fırsat maliyeti kısaca bir bölümü tercih ettiğinizde diğer bir alternatifteki faydayı terk etmenin kaçınılmaz maliyetidir. Örneğin, puanınız hem tıp hem de mühendislik alanına yetiyor. Tıp alanını seçtiğinizde mühendislik hayallerine, mühendislik seçtiğinizde tıp hayallerine veda etmeniz anlamına geliyor.

Fırsat maliyeti diye tanımladığımız bu olay, aralarında keskin duvarların olduğu ana meslek alanlarında genellikle geçerli. Ancak iyi haber şu. Pek çok alanda şu anda tercihinizi doğru yapmasanız bile sonradan bunu telafi etmeniz mümkün.

Meslek seçimi bir kez verilen karar değildir. Her insan ömrü boyunca pek çok kez yeni meslekler seçebilir ve yeni alanlara kayabilir. Hatta çağımız insanı bu yeteneğe sahip olmalıdır. Çeşitli bölümlerin program hedeflerinde açıkça yer alan bu özelliğe göre mezunlar başka meslekleri kolaylıkla öğrenebilmeli ve onlara geçiş yapabilmelidir. Aslında üniversitenin ana fonksiyonlarının içerisinde bir anlamda bu formasyonu kazandırmak gelmektedir.

Türkiye’de 500 civarında meslek tanımı yapılmış durumda. Bu rakam dünyada 10 binleri geçiyor. Yani pek çoğumuzun adını duymadığı meslekler var. ABD Çalışma Bakanlığının tahminlerine göre bugünün öğrencisi 38 yaşına geldiğinde 10-14 arası işi olacak.

Dünyada her 2 yılda üretilen yeni bilgi insanlık tarihinin neredeyse son 5000 yılında üretilen bilgi miktarına eşit. Yeni bilgiler yeni meslekler ve yeni işler demek.

ABD’de yapılan istatistiklerde çalışan her 4 kişiden 1’i mevcut işinde bir yıldan daha az süredir çalışmakta. Yine aynı istatistiklerde çalışan her 2 kişiden 1’i bulunduğu işte 5 yıldan az süredir çalışmakta. Türkiye’de de iş değiştirenlerin oranı aşağı kalır durumda değil. Eski bir ABD Eğitim Bakanı’na göre ABD’de 2010 yılındaki en popüler 10 meslek 2004 yılında adı bile duyulmamış meslekler. Bugün geleceğin mesleği diye sunulan çeşitli mesleklerin adını 10 sene önce kaç kişi biliyordu?

Yaşam boyu edinilecek yeni meslekler nedeniyle örgün eğitime alternatif olarak getirilen uzaktan eğitim ve informel öğrenme gibi yöntemler eğitim dünyasında daha sık konuşulur oldu.

Çift diploma veya yatay ya da dikey geçişler

Başarılı öğrenciler farklı alanlarda çift anadal veya başka alanlarda yan dal diploması almak suretiyle farklı alanlarda mesleki bilgi ve becerileri kazanabilirler.

Daha zor olsa bile yatay geçiş gibi yöntemlerle aynı alanda daha iyi olarak düşündükleri yerlere, dikey geçiş ile de alanlara farklı seviyede geçiş yapabilirler.

Disiplinlerarasılığın yüksek olduğu mühendislik alanlarında ana alanları uygun şekilde seçen başarılı öğrenciler diğer bazı alanlardaki fark derslerini alarak çift diploma sahibi olabilirler.

Örneğin, imalat mühendisliğini ya da makine mühendisliğini seçen bir öğrencinin varsa aynı fakültede endüstri mühendisliğinin fark derslerini seçerek iki alanda çift diploma alması mümkündür.

Disiplinlerarasılık ölçüsünde bazı üniversitelerde ilk yıl üniversite derslerinin ortak olması çok farklı alanlarda (örneğin sayısal ve sosyal) bile seçimin ilk yıldan sonra yapılabilmesini sağlamakta. Hatta ikinci yılda fakülte dersleri ortak tutularak bölüm seçimi üçüncü yıla kadar ertelenebilmektedir. Bazı üniversitelerde ilk yılda fakülte dersleri ortak tutularak öğrencilerin asıl alanlarını ikinci yılda seçebilmeleri sağlanmaktadır.

Mühendislik diğer alanlar içinde geçişkenliği ve disiplinlerarasılığı en yüksek alandır. Örneğin, mekatronik mühendisliği alanı makine mühendisliği, elektronik mühendisliği, sistem mühendisliği, kontrol mühendisliği, ve yazılım mühendisliği gibi alanların kesişiminden oluşmaktadır. Mühendislikte seçtiğiniz temel alanlardan (elektronik, makine, bilgisayar gibi) diğer alanlara sonradan rahatlıkla geçiş yapabilirsiniz.

Hatta mühendislikte pek çok kişi ana alanlarda kalmayı ve diğer kesişim alanlarına geçişin sonradan yapılmasının daha uygun olacağını savunur. Örneğin elektronik mühendisliği veya mekatronik mühendisliği seçeneklerinden birincisinin seçilmesini tavsiye ederler. Kimisi, bu tür alanlarda her şeyi öğrenmeye çalışırken hiç birisi hakkında tam bilgi sahibi öğrenilemediğini ileri sürerler. Belli dereceye kadar bu fikre katılmak mümkün olabilir. Ancak aslında ikisi de farklı mühendislik alanıdır. Belli anlamda farklı ihtiyaçlara karşılık olarak ortaya çıkmışlardır. Bu yüzden örneğin elektronik mühendisliğinden gelen birisinin mekatronik alanına geçişi nasıl mümkünse mekatronik mühendisinin de kendini yetiştirdiği takdirde elektronik mühendisinin yaptığı işleri yapabilmesi imkânsız değildir.

Disiplinlerarası meslekler genelde farklılaşmanın olduğu alanlardır. Bunlardan bazılarının ismi piyasada duyulmamış ve önemi henüz kavranmamış olabilir. Ayrıca farklılaşma ile oluşan ihtisaslaşma nedeniyle kendisine duyulan talep ana alana duyulan talepten çok daha azdır

Bu tür nedenlerle iş piyasasında bazı sıkıntıların çıkabilmesi mümkündür ve disiplinlerarası mesleklere ihtiyacın daha az hissedilmesi gibi bir durum söz konusu olabilir.

“İşsiz kalırsam” korkusu

Aslında üniversite yaşamı ortaöğretimden oldukça farklı olup öğrenciye çeşitli mesleki bilgilerden ziyade belli bir kültür ve formasyon kazandırır. Bu yüzden üniversitede sevdiğiniz alanda okumak oldukça önemlidir.

Belli meslekleri seçtiğinizde kesin iş garantisi vardır diye bir çıkarımda da bulunamaz. Bir meslek ile daha kolay iş bulunması öncelikle sektörel gelişime, toplumsal dinamiklere ve politikalara bağlıdır. Örneğin kolay iş bulurum diye istemediğiniz halde İngilizce öğretmenliğini seçtiniz. Diyelim ki İngilizce öğretmenine olan ihtiyaç birden azaldı. Olmaz demeyin. Diyelim ki MEB’nın yabancı dilde öğretimi geliştirme adına 40 bin yabancı öğretmen getirme planı tuttu. Ne yapacaksınız? Sağlık sektöründe her zaman genel geçer olduğu söylenen örneğin hekimlik gibi bazı gözde meslekler bile arz fazlalığı durumunda benzer sorunlarla karşılaşabilir.

Bu tür nedenlerden dolayı iş bulmanın kolay olduğu ya da o meslekte elde edilecek gelirin yüksek olması gibi nedenlerle seçim yapılması pek makul gözükmemektedir.

Geleceğin meslekleri

Düşüncemize göre geleceğin mesleği diye bir şey yoktur. Belki gelecekte de varlığını sürdürebilecek mesleklerden bahsedilebilir. Ancak bu mesleklerin gelecekte ne kadar popüler (gözde) olacağı çeşitli etmenlere bağlıdır.

Bir mesleğin gözde olmasını mesleğin icra edilebildiği sektörlerde o mesleğe olan ihtiyaç, o meslekten olan insan sayısının yeterliliği ve ilgili sektörlerdeki gelişmenin düzeyi belirler. Eğer gelecek için tüm bunları doğru şekilde tahmin edebilecek varsa buyursun geleceğin mesleğini söylesin.

Arzı şu anda yetersiz olan tıbbı saymazsak diğer alanlarda son 20 yıldaki eğilimlere bakınız. Bir ara bilgisayar mühendisliği popülerdi (ki Türkiye’de çok yeniydi), sonraları Endüstri Mühendisliği, Elektronik Mühendisliği, İşletme, Öğretmenlikler…

Siz okulu bitirdiğiniz yıllarda hangi mesleğin popüler olacağını tahmin edebiliyor musunuz? Tıp ve sağlık bilimlerindeki çeşitli mesleklerin gözde olmalarını nelere borçlu olduğunu düşündünüz mü?

Şu anda öğrencilerimizi adı bile bilinmeyen işler ve meslekler için yetiştiriyoruz. Onları henüz keşfedilmeyen teknolojiler için eğitiyoruz. Ne için? Henüz problem olduğunu dahi bilmediğimiz problemleri çözmeleri için.

Sizin için ideal meslek hangisidir?

İdeal mesleğinize karar vermek için öncelikle kendinizi iyi tanımalısınız. Ayrıca olayın dışarıya bakan taraflarını da unutmamalısınız.

İdeal mesleği belirleyen dört unsur vardır diye düşünüyorum. Bunlar kişilik ve yetenekleriniz, hayattaki amaçlarınız/değerleriniz, ilgi alanlarınız/sevdikleriniz ve iş piyasasında bunlara duyulan ihtiyaç. Aldığınız eğitimle ve elde ettiğiniz bilgi/yetenek donanımıyla bir anlamda ilk üç maddeyi tatmin etmeye çalışacaksınız demektir. Sizdeki bu üçlü günün şartlarında da rağbet görüyorsa ideal mesleğinizi buldunuz demektir.

Bilgisayar mühendisliği ve endüstri mühendisliği arasında kararsız kaldığını söyleyen gence şu soruyu sormuştum: “Uzun saatler oturup bilgisayar başında çalışabilir misin? İnsanlarla mı yoksa bilgisayarla mı uğraşmak seni daha fazla mutlu eder?”. “Çok zor bir soru” demişti. Gençler kendisini anlayıp bu ve benzer soruları yanıtlayabildiğinde kendileri için ideal olan mesleği bulmuş olacaklardır.

Çok sayıda genç; “filan üniversitede eczacılık mı yoksa falan üniversitede elektronik mühendisliği mi?’, “bilgisayar mühendisliği mi yoksa endüstri mühendisliği mi?” gibi sorularla birbirinden çok farklı alanlar arasında tercih yapmaya çalışmakta. Bu durumdaki öğrencilerin ideal mesleği belirlemede dört unsuru anlamaları tercihlerinde yardımcı olacaktır.

Sevdiğiniz işi yapmak

Hayatta mutlu olmanın önemli kurallarının başında sevdiğiniz işi yapmak gelir. O yüzden seçtiğiniz meslek sizin kişiliğinizle, ilgi alanlarınızla ve yeteneklerinizle belli anlamda örtüşmelidir. Mesleğe karşı başında olduğu gibi sonrasında eğitim süreci bitip mesleği icra ettiğiniz sırada da ilgi, merak ve sevginiz devam ediyorsa ne mutlu size.

Hangi üniversiteyi seçmeli?

Unutmayın üniversiteler her alanda en iyisi değillerdir. Örneğin, bir üniversite tıp alanında iyiyken mühendislikte o kadar iyi olmayabilir. Benzer alanda bile farklılaşma mümkündür. Örneğin ikisi de sosyal alan olmasına rağmen hukukta çok iyi olan bir üniversite siyasalda iyi olmayabilir.

Bu yüzden üniversiteyi seçmeden önce hangi bölümü veya mesleği seçmek istediğinizi belirlemelisiniz. Daha sonra seçtiğiniz bölümün bulunduğu üniversitelerin ilgili eğitim kadrosunu, laboratuar imkânlarını ve diğer üstünlüklerini öğrenme yollarına gitmelisiniz.

Pek çok üniversite tanıtım günleri adı altında bizzat dekanları veya bölüm üyeleri tarafından bölümlerini ve üniversitenin diğer imkânlarını anlatmaktalar.

Üniversitenin içinde bulunduğu şehir veya kampüs ortamı başta olmak üzere barınma, ulaşım gibi diğer hususları da araştırmanız önemlidir.

Seçtiğiniz meslek hedeflerinizi sağlamanıza katkı sağlayacak mı?

Herkesin hayattan farklı bir takım beklentileri ve çeşitli hedefleri vardır. Hayata atılma sürecinin başında ve sonrasında seçeceğiniz meslekler ve bunlarla ilgili bilgi ve becerileriniz hedeflerinizi gerçekleştirme yolunda size önemli şekilde katkı sağlamaktadırlar.

Bu yüzden seçiminizi yaparken hayattaki hedeflerinizi ve meslek seçiminizin hedeflerinizin gerçekleştirilmesindeki rolünü düşünmelisiniz.

Unutmayınız meslekler birer amaç değil araçtırlar. Yaşamınızı sürdürmek için belli kazanç elde etmek gibi önemli işlevleri olsa da asıl yararlı oldukları konu hayattaki hedeflerinizi sağlamada sunacakları katkıdır.

Gençlerimizin bugünlerde yaşadıkları mesleklerini belirlemeye yönelik karar ve seçimlerinde kendilerine isabet ve hedeflerini gerçekleştirme yolunda başarılar dileğiyle.

Prof. Dr. B. Gültekin Çetiner – Haber 7
[email protected] -http://www.drcetiner.org 

1 yorum

Yorumlar kapatıldı.