
Leapfrog İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Leapfrog Nedir?
Leapfrog, adım atlayarak oynanan bir çocuk oyunudur. Bu oyunda oyuncular sırayla ileri doğru zıplarlar ve diğer oyuncuların üzerinden atlarlar.
Örnek Cümleler:
1. I used to love playing leapfrog with my friends when I was a child. (Çocukken arkadaşlarımla leapfrog oynamayı çok severdim.)
2. The kids in the park were playing leapfrog and having a great time. (Parktaki çocuklar leapfrog oynuyorlar ve eğleniyorlar.)
3. We decided to have a leapfrog competition at the school carnival. (Okul karnavalında leapfrog yarışması düzenlemeye karar verdik.)
4. The little girl giggled as she leapt over her friend in a game of leapfrog. (Küçük kız, arkadaşının üzerinden leapfrog oynarken kıkırdadı.)
5. Can you still play leapfrog or is it too difficult for you now? (Hala leapfrog oynayabilir misin yoksa şimdi senin için çok zor mu?)
6. The children were so tired after playing leapfrog for hours. (Çocuklar saatlerce leapfrog oynadıktan sonra çok yorgunlardı.)
7. I remember how we used to practice leapfrog in the backyard every day after school. (Okuldan sonra her gün bahçede leapfrog yapmaya çalıştığımızı hatırlıyorum.)
8. Leapfrog is a great way to get exercise and have fun at the same time. (Leapfrog, aynı zamanda egzersiz yapmanın ve eğlenmenin harika bir yoludur.)
9. My little brother always cheats when we play leapfrog together. (Küçük kardeşim her zaman birlikte leapfrog oynarken hile yapar.)
10. I’m not very good at leapfrog, but I still enjoy playing it with my friends. (Leapfrog’da çok iyi değilim, ama yine de arkadaşlarımla oynamaktan zevk alıyorum.)
11. The children’s laughter filled the playground as they played a game of leapfrog. (Çocukların kahkahaları, leapfrog oynadıkları sırada oyun parkını doldurdu.)
12. Leapfrog is a simple game, but it can be quite challenging at times. (Leapfrog basit bir oyundur, ancak bazen oldukça zorlayıcı olabilir.)
13. The kids decided to play a game of leapfrog instead of sitting around watching TV. (Çocuklar TV izlemek yerine leapfrog oynamaya karar verdiler.)
14. I haven’t played leapfrog in years, but I still remember how to do it. (Yıllardır leapfrog oynamadım, ama hala nasıl yapılacağını hatırlıyorum.)
15. Leapfrog is a great way to improve your coordination and balance. (Leapfrog, koordinasyonunuzu ve dengelemenizi geliştirmenin harika bir yoludur.)
16. The kids were having so much fun playing leapfrog that they didn’t want to stop. (Çocuklar, o kadar eğleniyorlardı ki
oynadıkları leapfrog’dan vazgeçmek istemediler.)
17. I always used to get dizzy when I played leapfrog too many times in a row. (Art arda çok sayıda leapfrog oynadığımda her zaman başım dönerdi.)
- Leapfrog is a game that can be played indoors or outdoors, depending on the weather. (Leapfrog, hava durumuna bağlı olarak içeride veya dışarıda oynanabilen bir oyundur.)
- The children were taking turns playing leapfrog, making sure everyone had a chance to participate. (Çocuklar sırayla leapfrog oynuyorlar, herkesin katılma şansının olduğundan emin oluyorlardı.)
- I can’t believe how much energy the kids have after playing leapfrog for hours. (Çocukların saatlerce leapfrog oynadıktan sonra hala ne kadar enerjik olduklarına inanamıyorum.)
Hemen Yorum Yaz