Leak İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Leak İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Leak (sızıntı)

Leak, bir sıvının veya gazın, nesnenin içinden dışarı çıkması veya kaçması durumudur. Bu kelime genellikle, özellikle haberlerde, gizli bilgilerin izinsiz bir şekilde açığa çıkması anlamında kullanılır.

  • Örnek cümleler:
  1. The faucet is leaking. (Musluk sızıntı yapıyor.)
  2. The pipe burst and caused a leak. (Boru patladı ve bir sızıntı oluştu.)
  3. There was a gas leak in the building. (Binada bir gaz sızıntısı vardı.)
  4. The oil tanker had a leak and spilled thousands of gallons of oil into the ocean. (Petrol tankerinde bir sızıntı meydana geldi ve binlerce galon petrol okyanusa döküldü.)
  5. The roof has a leak and water is dripping through the ceiling. (Çatıda bir sızıntı var ve su tavan arasından damlıyor.)
  6. The company suffered a data leak. (Şirket bir veri sızıntısı yaşadı.)
  7. The whistleblower leaked sensitive information to the press. (İhbarcı, hassas bilgileri basına sızdırdı.)
  8. The leaked documents revealed a government cover-up. (Sızdırılan belgeler, hükümetin bir örtbasını açığa çıkardı.)
  9. The celebrity’s private photos were leaked online. (Ünlünün özel fotoğrafları çevrimiçi olarak sızdırıldı.)
  10. The classified information was leaked by a spy. (Sınıflandırılmış bilgiler bir casus tarafından sızdırıldı.)
  11. The government is investigating the source of the leak. (Hükümet, sızıntının kaynağını araştırıyor.)
  12. The plumber fixed the leak in the bathroom sink. (Tesisatçı, banyo lavabosundaki sızıntıyı tamir etti.)
  13. The company is facing a PR disaster after the leak of sensitive customer data. (Şirket, hassas müşteri verilerinin sızıntısının ardından bir PR felaketiyle karşı karşıya.)
  14. The government employee leaked classified documents to a foreign government. (Hükümet çalışanı, sınıflandırılmış belgeleri yabancı bir hükümete sızdırdı.)
  15. The company’s financial records were leaked by a disgruntled employee. (Şirketin mali kayıtları memnuniyetsiz bir çalışan tarafından sızdırıldı.)
  16. The water leak caused extensive damage to the basement. (Su sızıntısı bodrum katında geniş çapta hasara neden oldu.)
  17. The security guard discovered a leak in the perimeter fence. (Güvenlik görevlisi çevre çitiinde bir sızıntı keşfetti.)
  18. The whistleblower leaked evidence of corruption within the company. (İhbarcı, şirket içindeki yolsuzluğun kanıtlarını sızdırdı.)
  19. The oil rig had a massive leak, causing an environmental disaster. (Petrol platformu büyük bir sızıntıya sahipti ve bir çevre felaketine neden oldu.)
  20. The government is taking steps to prevent future leaks of classified information. (Hükümet, sınıflandırılmış bilgilerin gelecekteki sızıntılarını önlemek için adımlar atıyor.)
  21. The leak in the gas pipeline resulted in an explosion. (Gaz boru hattındaki sızıntı bir patlamaya neden oldu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.