Kilise Hukuku

Kilise Hukuku Nedir

Kilise hukuku, Katolik ve Ortodoks kilise­leri ile Doğu’daki bağımsız kiliseler ve Anglikan Kiliseler Topluluğu’nda kilise yet­kililerince bütün kilisenin ya da bazı bölüm­lerinin yönetimini düzenlemek amacıyla hazırlanmış yasalar bütünüdür. Kilisenin temel yapısı ile öteki kurumlarla ilişkilerini ve iç disiplin kurallarını düzenleyen pozitif ve doğal hukuk kuralları nitelik bakımından öğretiyle ilgili olsa bile kendi başına bir dogma niteliği taşımaz. Kilise hukuku, Ka­tolik Kilisesi’nin hiyerarşik düzeninde en yüksek gelişme düzeyine ulaşmış, Doğu’da ise büyük patrikliklerin özerk yapısı nede­niyle Batı’ya oranla daha dağınık biçimde gelişmiştir.

Kilise yasalarının uygulanmasında tanına­bilecek bağışıklıklar da kilise hukukunda değişik biçimlerde düzenlenmiştir. Orto­doks Kilisesi’nin oldukça genel düzeyde tanımladığı bağışıklık kurallarına göre, temel dogmalara aykırı davranışlara ancak kilise için daha hayırlı olması ve manevi kurtuluşa yardım etmesi durumunda izin verilebilir. Katolik Kilisesi’nde bağışıklık tanıma yetkisi önceleri ilgili yasayı koymuş olan organa (papa, sinod, piskopos vb) bırakılırken ortaçağda yalnızca papanın elinde toplanmış, ama bu yetkiyi astlarına devretmesine olanak tanınmıştır. Günü­müzde de yasa koyucu organın bağışıklık tanımasına izin verilmekle birlikte, üst or­ganlar da aynı yetkiyi kullanabilmektedir. Son yetki ise papanın elindedir. Papa VII. Clemens’in Kral VIII. Henry’nin Aragonlu Catherine’den boşanmasına izin vermeme­sinin de etkisiyle Reform döneminde papa­lığın bağışıklık tanıma yetkisini reddeden İngiltere’de 1534’te bu yetki Canterbury başpiskoposuna tanınmıştır.

Doğu ve Batı’da kilise hukuku. Hıristiyan­lığın ilk yüzyıllarında kilisenin tümünü kap­sayacak bir yasal düzenleme girişimi olma­dı. Her cemaat kendi gelenek ve görenekleriyle yönetilmekle birlikte ortak kökenlerini dile getiren bir tekörnekliği paylaşıyordu. Konsillerin ya da bazı büyük piskoposların kararlarını içeren ilk derleme Doğu’da Pon- tus eyaletinde ortaya çıktı. Bu derleme I. Nikaia (İznik) Konsili’nde (325) hazırlanan 20 yasa ile Ankyra (Ankara) (314) ve Neokaisareia (Niksar) konsillerinde (4. yy başları) düzenlenen yasalardan oluşuyordu.

Önceleri Havarilerce düzenlendiğine ve Papa I. Clemens (hd 92-101) aracılığıyla sonraki kuşaklara aktarıldığına inanılan Constitutiones Apostolicüe (Apostolik Tü­zükler) adlı yasa derlemesi gerçekte yakla­şık 380’de Suriye’de bir Ariusçu tarafından hazırlanmıştı. Derlemeyi oluşturan sekiz kitaptan ilk altısı yaklaşık 250’de Suriye’de yazılmış Didascalia Apostolorum’un (Hava­rilerin Öğretileri) bir uyarlamasıydı. Bu kitaplarda Hıristiyan ahlakı, din adamları­nın görevleri, Komünyon ayini ve çeşitli kilise sorunları ile dinsel törenler ele almı­yordu. 7. Kitap Didakhe’nin (On İki Hava­rinin Öğretisi) genişletilmiş bir biçimiydi. Ayrıca Yahudi dualarından bir derleme ile

Gloria in ezcelsis deo’nun (Yüce Tann’ya Utku) yer aldığı ibadet metinlerini içeri­yordu.

Apostolik Tüzükler’in 8. Kitabı’nın ilk iki bölümü büyük olasılıkla Romalı Aziz Hippolytus’un kaybolmuş yapıtı Tinsel Ödüller Üzerine’yi temel almıştı. 3-22. bölümlerde Hippolytus’un Apostolike paradosis (Apos­tolik Gelenek) adlı yapıtı kaynak alınmıştı. Bu bölümlerde Antiokheia (Antakya) ayinleriyle Clemens ayininin ayrıntılı bir betimlemesi vardı. 8. Kitap’ın 28-46. bölümlerin­de ise bir dizi kilise yasası yer alıyordu. 47. bölüm hem önceki yasalardan, hem de Antiokheia (341) ve Laodikeia (y. 360) konsillerinin benimsediği yasalardan der­lenmiş 85 bölümlük Canones Apostolicae’yi (Apostolik Yasalar) içeriyordu.

Sonradan 150’yi aşkın yasayı içine alan Pontus derlemesi Khalkedon (Kadıköy) Konsili’nde (451) onaylanarak numaralan­dı. Khalkedon ve Konstantinopolis konsille­rinin benimsediği yasalarla genişleyen der­lemenin başına Apostolik Yasalar eklendi. Çeviri yoluyla Batı’ya aktarılan ilk derleme bu Yunanca metindi. 6. yüzyıl boyunca buna başka belgeler de eklendi. Ayrıca Dionysius Exiguus’un Latince derlemesin­den, Sardica (Sofya) Konsili’yle (342 ya da 343) Afrika konsillerince benimsenen ku­ralların çoğunu içeren Kartaca Konsili (419) yasaları aktarıldı. Trullo (Quinisext) Konsi­li’nde (692) 102 yeni yasanın yanı sıra ilk Yunanca derleme de resmen benimsendi. II. Nikaia Konsili’nin (787) koyduğu 22 yasanın eklenmesiyle oluşan derleme Rum ve Rus kiliselerinin resmi kilise hukukunu oluşturdu.

Batı’da ise ancak 5. yüzyıldan sonra yerel derlemeler ortaya çıktı. 8. ve 9. yüzyıldan sonra bu derlemelerin çeşitli bölgeler ara­sında dolaşmasıyla bir bütünleşme eğilimi doğdu. En eski ve en bütünsel yerel derle­me Afrika piskoposluğunun hemen her yıl bütün üyeleriyle yaptığı toplantılar sonu­cunda ortaya çıkmış olan Afrika derle­mesiydi. Bu metin günümüze ancak Hispa- na adlı derleme ile Dionysius Exiguus’un derlemesinde ulaşabildi. Dionysius Exiguus’un ortaçağ boyunca kullanılan Concilium Africanum (Afrika Konsili) derlemesi Rumlar tarafından da tanında 1054’te Ro- ma’dan kesin olarak kopan Doğu kiliseleri, Batı kilise hukukunun merkezileşme eğili­minden uzaklaşarak Konstantinopolis’in (İstanbul) etki alanına girdiler.

Camaldoli tarikatı üyelerinden Gratianus, çeşitli yasa derlemelerini uyumlulaştırmak amacıyla, önceleri Concordantia discordantium canonum (Kilise Hukuku Uyuşmazlık­larının Çözümü) olarak adlandırılan, ama sonradan kısaca Decretum Gratiani (Gratia­nus Karar Derlemesi) ya da Decretum adıyla anılan anıtsal yapıtını 1139-50 arasın­da hazırladı. Malzemesini eski derlemeler­den toplayan Gratianus son konsillerin yasalarına ve II. Laterano Konsili’nin (1139) hükümlerine de yer verdi, gerektiğinde Roma hukukuna başvurdu. Kilise Babaları’ nın ve öteki Hıristiyan yazarlarının yapıtla­rından yararlandı. Decretum birkaç yüzyıl boyunca kilise hukukunun kesin ve değiş­mez derlemesi oldu; buna papalık yasaları ve kararlan eklendi. Genişletilmiş metni 1500’de Paris’te Corpus Iuris Canonici (Ki­lise Hukuku Derlemesi) adıyla yayımlandı.

Trento Konsili’nden (1545-63) sonra Kato­lik Kilisesi’nde papalıktan kaynaklanan be­lirgin bir merkezileşme ve yasama birliği eğilimi doğdu. Ama kilise hukuku belgeleri­nin dağınıklığı giderilemedi; Kardinaller Kutsal Kurulu’nda alınan kararlann ve papalık yasalarının sayıca çokluğu, sorunu daha da karmaşıklaştırdı. I. Vatikan Konsi­li’nde (1869-70) bir araya gelen Katolik piskoposlann kilise hukukunun yeniden derlenmesi yönündeki taleplerine değin tu­tarlı bir girişim görülmedi. Bu konsil de hukuk reformu üzerine tartışmalara başla- yamadan dağıldı. Ama Papa X. Pius 19 Mart 1904’te yayımladığı bir kararnameyle Katolik kilise hukukunun gözden geçirilip yeniden düzenleneceğini bildirdi. Bu amaç­la, Pietro Gasparri başkanlığında kardinal­lerden ve bazı danışmanlardan oluşan bir komisyon kuruldu. Yıllar süren çalışmalar sonucunda 27 Mayıs 1917’de Codex Iuris Canonici(*) resmen onaylandı. Birkaç geçi­ci hüküm dışında bu derleme tüm Katolik Kilisesi’nde 19 Mayıs 1918’de yürürlüğe girdi. II. Vatikan Konsili’nde (1962-65) alınan kararlan da eklemek amacıyla Codex Iuris Canonici Papa XXIII. Johannes’in yönetiminde yeniden gözden geçirildi. İkin­ci Codex Iuris Canonici Papa II. Johannes Paulus tarafından 25 Ocak 1983’te imza­landı.

Anglikan kilise hukuku. İngiliz Parlamen­tosu, Birleşik Krallık hükümdarını ingiltere Kilisesi’nin en yüksek yetkilisi sayar. Bir görüşe göre Anglikan Kiliseler Topluluğu’nda kilise hukuku, kiliseye özgü bir hukuk düzeninden çok, devletin dinsel hukuku biçiminde gelişmiştir. Dogmalar dışında İngiltere Kilisesi’ni ilgilendirebilecek her konuya ilişkin öneri ilk kez 1919’da topla­nan Kilise Meclisi’nde hazırlanır ve onay için parlamentonun kilise işleriyle görevli komitesine sunulur. Parlamentonun her iki kamarasının onayından sonra kraliyet ona­yından geçerek yasalaşır.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.