
Joke İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Kelime: Şaka (Joke)
Anlamı: Güldürücü ve eğlenceli bir anlatım veya olay.
Örnek Cümleler:
- I love to hear jokes, they always make me laugh. (Şakaları duymayı severim, beni her zaman güldürürler.)
- Did you hear the joke about the roof? Nevermind, it’s over your head. (Çatı ile ilgili şakayı duydun mu? Boşver, senin anlayamayacağın bir şaka.)
- My dad loves to tell dad jokes, even though they are not that funny. (Babam baba şakaları anlatmaktan hoşlanır, oysa çok da komik değiller.)
- The comedian told a joke about a talking dog and the audience roared with laughter. (Komedyen konuşan bir köpek hakkında bir şaka anlattı ve seyirciler kahkahalarla güldü.)
- It’s hard to make a joke about unicycle, but it’s a one-wheel challenge. (Tek tekerlekli bisiklet hakkında şaka yapmak zordur, ama tek tekerlekli bir zorluk.)
- My friend loves to play practical jokes on me, but I always see them coming. (Arkadaşım benimle pratik şakalar yapmaktan hoşlanır, ama ben her zaman onları önceden görürüm.)
- Why did the tomato turn red? Because it saw the salad dressing! (Domates neden kırmızı oldu? Salata sosunu gördüğü için!)
- The stand-up comedian had the audience in stitches with his hilarious jokes. (Stand-up komedyen, komik şakalarıyla seyircileri gülmekten kırıp geçirdi.)
- A good joke can make even the grumpiest person smile. (İyi bir şaka bile en huysuz kişiyi bile güldürebilir.)
- I tried to make a joke about a pencil, but it was pointless. (Bir kurşun kalem hakkında şaka yapmaya çalıştım ama anlamsızdı.)
- My favorite type of joke is a pun, I just can’t resist them. (En sevdiğim şaka türü oyun kelimesiyle yapılan şakalar, onlara karşı koyamam.)
- The comedian’s jokes were so bad that the audience booed him off the stage. (Komedyenin şakaları o kadar kötüydü ki seyirciler onu sahneden yuhaladı.)
- The teacher told a joke to lighten the mood in the classroom. (Öğretmen sınıftaki havayı hafifletmek için bir şaka anlattı.)
- I heard a joke about a pizza, but it was a bit cheesy. (Pizzayla ilgili bir şaka duydum ama biraz peynirliydi.)
- The best jokes are the ones that make you laugh out loud. (En iyi şakalar, sizi kahkahalarla güldürenlerdir.)
- My grandpa always tells the same joke at family gatherings, but we still laugh every time. (Dedem her aile to
plantısında aynı şakayı anlatır, ama her seferinde yine de güleriz.)
17. I told a joke to my friend, but they didn’t get it until I explained it. (Bir arkadaşıma bir şaka anlattım, ama açıklamam gerektiğinde anladılar.)
- The comedian’s jokes were so offensive that some members of the audience walked out. (Komedyenin şakaları o kadar ağır ve kabaydı ki bazı seyirciler salonu terk etti.)
- I tried to make a joke about construction, but I’m still working on that one. (Yapı hakkında şaka yapmaya çalıştım ama hala üzerinde çalışıyorum.)
- My favorite part of a comedy show is the opening act, they always tell the funniest jokes. (Bir komedi şovunun en sevdiğim kısmı açılış gösterisi, her zaman en komik şakaları anlatırlar.)
(Türkçe karşılıklar kalın ve siyah yazılmıştır.)
Hemen Yorum Yaz