İyilikseverlik ile İlgili Hikaye

İyilikseverlik ile İlgili Hikaye Kısa

İyilik Yap Denize At

Sahilde dolaşıyordum. Aklımda bir sürü sorular vardı. Biraz önce yokuşa kıvrılan köşenin başında elini açan birisine birkaç kuruş para vermiştim. Onun az gerisinde kaldırımda oturup açım yazısı yazan birine birkaç kuruş vermiştim. Nasıl bir haldeydik, düşünüyordum. Olması gerekenlerin adını iyilik yapmak koyanlar yüzünden kendimizi iyilik yapmış gibi hissedip avutuyoruz.

Bir kısmımız açlıktan kırılıyor, bir kısmımız zenginlik içinde gözü dönmüş bir vaziyette hayatına devam ediyor. Gecekondularının komşuları rezidanslar oldular. Gecekondu diye şehirde usulsüz görünen yapıların içindekiler dışlandıkça ve sömürüldükçe usulsüz rezidans yapıp şehrin bütün kıymetini katledenler ne kadar iyi ve ne kadar haklı?

Gece konan evler, gündüz temeli atılan rezidanslar birbirinden çok farklı değil. Hiç kimse kötülüğün bu kadar yayılmasından, suçun artmasından, şehirlerin mahvolmasından sorumlu değil mi? Neden herkes masum? Sordum ve sorup durdum.

İyilik yap denize at demişler. Denize baktım, karanlıktı. Karanlıkta kalmıştı. Dibinde iyiliklerden çok kötülükler vardı. Silahlar, cesetler ve kokan lağamlar bana iyiliğin bile denize atılamaması gerektiğini çürüyüp gitmesinden korkulduğunu söylüyordu.

İyilik mi? Onu siz öldürdünüz. Kılın cenazesini diyeceğim ama cenazesi bile ortada kaldı. İyiliğin ölüsü bile sahipsiz kaldı. Allah’ım nedir insanların içinde bulunduğu bu fesat, iyilik neden rafa kaldırıldı, tozlu raflarda kaldı? İyilik için mücadele bu kadar zor mu?

İyilik ile İlgili Hikaye Hakkında Yorumlarınızı Aşağıdan Hemen Yazabilirsiniz.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.