İntricate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İntricate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İntricate İle İlgili Cümleler

İntricate Türkçe anlamı: karmaşık, karmaşık yapıya sahip

  1. The plot of the novel was intricate and hard to follow. (Romanın hikayesi karmaşık ve takip etmesi zordu.)
  2. The design of the building was intricate and elegant. (Bina tasarımı karmaşık ve zarifti.)
  3. The puzzle had an intricate pattern that was difficult to solve. (Bulmaca çözülmesi zor olan karmaşık bir desene sahipti.)
  4. The artist’s paintings featured intricate details and textures. (Sanatçının tabloları karmaşık detaylar ve dokular içeriyordu.)
  5. The company’s financial statements were intricate and required expert analysis. (Şirketin mali tabloları karmaşık ve uzman analizi gerektiriyordu.)
  6. The intricate embroidery on the dress was stunning. (Elbisenin üzerindeki karmaşık nakış işleri büyüleyiciydi.)
  7. The architect designed an intricate system to regulate the building’s temperature. (Mimar bina sıcaklığını düzenlemek için karmaşık bir sistem tasarladı.)
  8. The spy’s plan was intricate and required careful execution. (Casusun planı karmaşık ve dikkatli bir şekilde uygulanması gerekiyordu.)
  9. The software code was intricate and required a skilled programmer to understand. (Yazılım kodu karmaşık ve anlamak için uzman bir programcıya ihtiyaç duyuluyordu.)
  10. The ceremony involved intricate rituals and symbolism. (Tören karmaşık ritüeller ve sembolizm içeriyordu.)
  11. The maze was intricate and difficult to navigate. (Labirent karmaşık ve gezinmesi zordu.)
  12. The sculpture had intricate details that were carefully crafted. (Heykel özenle işlenmiş karmaşık detaylara sahipti.)
  13. The plot of the movie was intricate and full of surprises. (Filmin hikayesi karmaşık ve sürprizlerle doluydu.)
  14. The lace pattern on the tablecloth was intricate and delicate. (Masa örtüsündeki dantel deseni karmaşık ve narin idi.)
  15. The maze of pipes in the factory was intricate and required regular maintenance. (Fabrikadaki boruların labirenti karmaşık ve düzenli bakım gerektiriyordu.)
  16. The investigation into the crime was intricate and required attention to detail. (Suç soruşturması karmaşık ve ayrıntılara dikkat gerektiriyordu.)
  17. The composer created an intricate musical arrangement for the orchestra. (Besteci orkestra için karmaşık bir müzik düzenlemesi yarattı.)
  18. The plot of the play was intricate and required careful attention to understand. (Oyunun hikayesi karmaşık ve anlamak için dikkatli bir şekilde takip edilmesi gerekiyordu.)
  19. The jewelry had intricate designs that were handmade. (Mücevherler el yapımı karmaşık tasarımlara sahipti.)
  20. The historical manuscript contained intricate calligraphy and illustrations. (T

arihi el yazması karmaşık hat sanatı ve resimler içeriyordu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.