İntravenously İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İntravenously İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Definition:

Intravenously means administering a substance directly into a vein.

Examples:

  1. He received medication intravenously to help with his pain. (O, ağrısı için ilacı damarına intravenöz olarak aldı.)
  2. The doctor inserted the needle and injected the medicine intravenously. (Doktor iğneyi yerleştirdi ve ilacı damarına intravenöz olarak enjekte etti.)
  3. During the surgery, the patient was given fluids intravenously to keep them hydrated. (Ameliyat sırasında, hasta hidrate olmaları için intravenöz olarak sıvı verildi.)
  4. Chemotherapy is often given intravenously to treat cancer. (Kanseri tedavi etmek için kemoterapi sıklıkla intravenöz olarak verilir.)
  5. The nurse had to find a good vein to administer the medication intravenously. (Hemşire ilacı damarına intravenöz olarak vermek için iyi bir damar bulmak zorunda kaldı.)
  6. He had to go to the hospital to receive fluids intravenously because he was dehydrated. (Susuz kalmış olduğu için intravenöz olarak sıvı almak için hastaneye gitmek zorunda kaldı.)
  7. The patient’s blood pressure was low, so they gave him medication intravenously to raise it. (Hastanın kan basıncı düşüktü, bu yüzden ilacı damarına intravenöz olarak vererek yükselttiler.)
  8. She received a blood transfusion intravenously after her surgery. (Ameliyatından sonra intravenöz olarak kan transfüzyonu aldı.)
  9. The doctor ordered the medication to be given intravenously because it would work faster. (Doktor, ilacın daha hızlı etki etmesi için intravenöz olarak verilmesini emretti.)
  10. They had to start an IV to give the patient medication intravenously. (Hasta ilacı damarına intravenöz olarak vermek için bir IV başlatmaları gerekiyordu.)
  11. She felt a cool sensation as the medication was administered intravenously. (İlaç damarına intravenöz olarak verilirken serin bir his hissetti.)
  12. The nurse carefully monitored the patient as they received fluids intravenously. (Hemşire, hasta intravenöz olarak sıvı aldığında dikkatli bir şekilde izledi.)
  13. He was given a sedative intravenously to help him relax before the surgery. (Ameliyattan önce rahatlaması için sedatif intravenöz olarak verildi.)
  14. The medication had to be administered intravenously because it could not be taken orally. (İlaç oral olarak alınamayacağı için intravenöz olarak verilmesi gerekiyordu.)
  15. She was feeling nauseous, so they gave her medication intravenously to help with the symptoms. (Mide bulantısı hissediyordu, bu yüzden semptomları hafifletmek için

    ilacı intravenöz olarak verdiler.)

  16. He had an allergic reaction, so they gave him medication intravenously to stop the reaction. (Alerjik bir reaksiyonu vardı, bu yüzden reaksiyonu durdurmak için ilacı intravenöz olarak verdiler.)
  17. The patient was in critical condition, so they gave him medication intravenously to stabilize his vitals. (Hasta kritik durumdaydı, bu yüzden vitallerini stabilize etmek için ilacı intravenöz olarak verdiler.)
  18. The doctor recommended giving the antibiotics intravenously to treat the infection. (Enfeksiyonu tedavi etmek için doktor antibiyotikleri intravenöz olarak verilmesini önerdi.)
  19. She had to stay in the hospital for a few days to receive fluids intravenously. (Susuz kalmış olduğu için birkaç gün boyunca intravenöz olarak sıvı almak için hastanede kalmak zorunda kaldı.)
  20. The patient was given pain medication intravenously after their surgery. (Ameliyatından sonra hasta ağrı ilacını intravenöz olarak aldı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.