İnterlude İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Interlude:
İngilizce anlamı: a short period of time between two events or parts of a longer event, during which nothing happens or something different happens before the original event resumes.
Interlude kelimesi, bir etkinliğin veya olayın iki bölümü arasındaki kısa süreyi ifade eder.
- After the interlude, the main act resumed on stage. (Ara sonrasında, ana etkinlik sahnede devam etti.)
- The interlude between the ceremony and the reception allowed the guests to mingle. (Tören ve resepsiyon arasındaki ara, misafirlerin kaynaşmasına olanak sağladı.)
- The interlude music during the play was soothing. (Oyun sırasındaki ara müziği yatıştırıcıydı.)
- The interlude in our relationship gave us time to reflect. (İlişkimizdeki ara, düşünmek için bize zaman verdi.)
- The interlude between meals was a good time for a walk. (Yemekler arasındaki ara, yürüyüş yapmak için iyi bir zamandı.)
- The interlude was a good opportunity to grab a snack. (Ara, atıştırmak için iyi bir fırsattı.)
- During the interlude, the stage crew made some adjustments to the set. (Ara sırasında, sahne ekibi sette bazı ayarlamalar yaptı.)
- The interlude between the thunderstorms was short-lived. (Gök gürültüsü arasındaki ara kısa ömürlüydü.)
- The interlude between the two wars was a time of great political upheaval. (İki savaş arasındaki ara, büyük siyasi çalkantıların yaşandığı bir dönemdi.)
- The interlude between scenes gave the actors time to change costumes. (Sahne araları, oyuncuların kostümlerini değiştirmeleri için zaman sağladı.)
- The interlude between rounds allowed the boxers to catch their breath. (Rauntlar arasındaki ara, boksörlerin nefes almalarına olanak sağladı.)
- The interlude in the movie was a commercial break. (Filmin arası, reklam arasıydı.)
- During the interlude, the audience stretched their legs and got some fresh air. (Ara sırasında, izleyiciler bacaklarını uzattı ve biraz temiz hava aldı.)
- The interlude between classes was a time for students to socialize. (Dersler arası, öğrencilerin sosyalleşmek için zamanıydı.)
- The interlude in the concert was a solo performance. (Konserdeki ara, bir solo performanstı.)
- The interlude in the speech allowed the audience to ask questions. (Konuşmadaki ara, izleyicilerin soru sormasına izin verdi.)
- The interlude between the wedding ceremony and reception was spent taking photos. (Düğün töreni ve resepsiyon arasındaki ara, fotoğraf çekmek için harcandı.)
- The interlude in the play was
a comedic skit. (Oyunun arasında, komik bir skeç vardı.)
19. The interlude in the concert was a chance for the audience to get refreshments. (Konser arasında, izleyicilerin atıştırmalık almak için bir şansı vardı.)
- The interlude between the seasons was a time for nature to renew itself. (Mevsimler arasındaki ara, doğanın kendini yenilediği bir zamandı.)
Hemen Yorum Yaz