İnterlude İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnterlude İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Interlude:


İngilizce anlamı: a short period of time between two events or parts of a longer event, during which nothing happens or something different happens before the original event resumes.

Interlude kelimesi, bir etkinliğin veya olayın iki bölümü arasındaki kısa süreyi ifade eder.

  1. After the interlude, the main act resumed on stage. (Ara sonrasında, ana etkinlik sahnede devam etti.)
  2. The interlude between the ceremony and the reception allowed the guests to mingle. (Tören ve resepsiyon arasındaki ara, misafirlerin kaynaşmasına olanak sağladı.)
  3. The interlude music during the play was soothing. (Oyun sırasındaki ara müziği yatıştırıcıydı.)
  4. The interlude in our relationship gave us time to reflect. (İlişkimizdeki ara, düşünmek için bize zaman verdi.)
  5. The interlude between meals was a good time for a walk. (Yemekler arasındaki ara, yürüyüş yapmak için iyi bir zamandı.)
  6. The interlude was a good opportunity to grab a snack. (Ara, atıştırmak için iyi bir fırsattı.)
  7. During the interlude, the stage crew made some adjustments to the set. (Ara sırasında, sahne ekibi sette bazı ayarlamalar yaptı.)
  8. The interlude between the thunderstorms was short-lived. (Gök gürültüsü arasındaki ara kısa ömürlüydü.)
  9. The interlude between the two wars was a time of great political upheaval. (İki savaş arasındaki ara, büyük siyasi çalkantıların yaşandığı bir dönemdi.)
  10. The interlude between scenes gave the actors time to change costumes. (Sahne araları, oyuncuların kostümlerini değiştirmeleri için zaman sağladı.)
  11. The interlude between rounds allowed the boxers to catch their breath. (Rauntlar arasındaki ara, boksörlerin nefes almalarına olanak sağladı.)
  12. The interlude in the movie was a commercial break. (Filmin arası, reklam arasıydı.)
  13. During the interlude, the audience stretched their legs and got some fresh air. (Ara sırasında, izleyiciler bacaklarını uzattı ve biraz temiz hava aldı.)
  14. The interlude between classes was a time for students to socialize. (Dersler arası, öğrencilerin sosyalleşmek için zamanıydı.)
  15. The interlude in the concert was a solo performance. (Konserdeki ara, bir solo performanstı.)
  16. The interlude in the speech allowed the audience to ask questions. (Konuşmadaki ara, izleyicilerin soru sormasına izin verdi.)
  17. The interlude between the wedding ceremony and reception was spent taking photos. (Düğün töreni ve resepsiyon arasındaki ara, fotoğraf çekmek için harcandı.)
  18. The interlude in the play was

a comedic skit. (Oyunun arasında, komik bir skeç vardı.)
19. The interlude in the concert was a chance for the audience to get refreshments. (Konser arasında, izleyicilerin atıştırmalık almak için bir şansı vardı.)

  1. The interlude between the seasons was a time for nature to renew itself. (Mevsimler arasındaki ara, doğanın kendini yenilediği bir zamandı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.