İn Some Way İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İn Some Way İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Somehow

Meaning: In some way refers to a manner or method of doing something that is not specified, or not clear or obvious.

Examples:

  1. Somehow she managed to complete the task before the deadline. (Nasıl olduysa da, süreyi geçmeden görevi tamamladı.)
  2. I need to find somehow to fix this broken lamp. (Bu kırık lambayı nasıl tamir edeceğimi bulmam gerekiyor.)
  3. They were somehow able to escape the burning building. (Nasıl olduysa da, yanmakta olan binadan kaçmayı başardılar.)
  4. We need to figure out somehow how to increase our sales. (Nasıl olacağına karar vermemiz gerekiyor, satışlarımızı artırmak için.)
  5. I forgot my keys at home, but somehow I still managed to get inside. (Anahtarlarımı evde unuttum, ama nasıl olduysa da yine de içeri girmeyi başardım.)
  6. She looked different, but I couldn’t tell somehow why. (Farklı görünüyordu, ama nasıl olduğunu bir türlü anlayamadım.)
  7. Somehow I always end up working late on Fridays. (Nasıl olduysa da, her zaman Cuma günleri geç çalışmak zorunda kalıyorum.)
  8. We need to somehow find a way to reduce our expenses. (Nasıl olacağını keşfetmemiz gerekiyor, giderlerimizi azaltmak için.)
  9. The car wouldn’t start, but somehow we managed to get it going again. (Araba çalışmıyordu, ama nasıl olduysa da tekrar çalıştırmayı başardık.)
  10. I can’t believe she passed the exam, she didn’t study somehow. (Sınavı geçtiğine inanamıyorum, bir şekilde çalışmamıştı.)
  11. He’s always able to find somehow the perfect gift for his friends. (Her zaman arkadaşlarına mükemmel bir hediye bulmayı başarır.)
  12. The weather forecast said it would be sunny, but somehow it’s raining. (Hava durumu tahmininde güneşli olacağı söyleniyordu, ama nasıl olduysa yağmur yağıyor.)
  13. I don’t know

    how to solve this problem, we need to think somehow outside the box. (Bu sorunu nasıl çözeceğimizi bilmiyorum, bir şekilde olaya farklı açıdan bakmamız gerekiyor.)

  14. He’s always somehow able to convince people to do what he wants. (Her zaman insanları istediği şeyi yapmaya ikna etmeyi başarıyor.)
  15. They found somehow a way to make the project work with limited resources. (Sınırlı kaynaklarla projeyi çalışır hale getirmek için bir şekilde bir yol buldular.)
  16. The movie was boring, but somehow I managed to stay awake until the end. (Film sıkıcıydı, ama bir şekilde sonuna kadar uyanık kalmayı başardım.)
  17. I can’t explain it, but somehow I feel like something bad is going to happen. (Açıklayamam ama bir şekilde kötü bir şeylerin olacağını hissediyorum.)
  18. We need to somehow make up for the lost time. (Kaybedilen zamanı bir şekilde telafi etmemiz gerekiyor.)
  19. The puzzle was difficult, but somehow we managed to solve it. (Puzzle zordu, ama bir şekilde çözmeyi başardık.)
  20. She was running late, but somehow she arrived on time. (Geç kalmıştı, ama bir şekilde zamanında geldi.)
  21. I don’t know somehow I ended up with two tickets instead of one. (Nasıl olduğunu bilmiyorum ama bir şekilde tek bilet yerine iki biletle buldum kendimi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.