İn Part İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İn Part İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Part (Parça, Bölüm) İle İlgili Cümleler

Part kelimesi, bir bütünün içindeki bir parçayı veya bir işin bir bölümünü ifade eder. Aşağıda, “part” kelimesinin cümle içinde kullanıldığı örnekler ve Türkçe karşılıkları yer almaktadır:

  1. I want to buy a new part for my bicycle. (Bisikletim için yeni bir parça satın almak istiyorum.)
  2. The car engine’s broken part needs to be replaced. (Araba motorunun bozuk parçası değiştirilmeli.)
  3. She played a small part in the school play. (Okul oyununda küçük bir rol aldı.)
  4. The movie was filmed in several parts of the world. (Film dünya çeşitli bölgelerinde çekildi.)
  5. He’s only a small part of the team, but he’s still important. (Takımın sadece küçük bir parçası ama yine de önemli.)
  6. The cake was cut into equal parts for everyone. (Kek herkes için eşit parçalara ayrıldı.)
  7. I’ll do my part to help with the project. (Proje için yardıma elimden geleni yapacağım.)
  8. This novel is divided into three parts. (Bu roman üç bölüme ayrılmıştır.)
  9. The company’s success is due in part to its excellent management. (Şirketin başarısı, kısmen mükemmel yönetimine bağlıdır.)
  10. The politician played a key part in passing the new law. (Politikacı yeni kanunu geçirmekte önemli bir rol oynadı.)
  11. Can you hand me that part over there? (Şu parçayı bana verir misin?)
  12. The missing part of the puzzle was found under the couch. (Eksik olan puzzle parçası koltuğun altında bulundu.)
  13. He’s a part-time employee, so he only works a few hours a day. (Yarı zamanlı bir çalışan, bu nedenle sadece birkaç saat çalışır.)
  14. The play has been cut down to two parts instead of three. (Oyun üç yerine iki bölüme indirildi.)
  15. The vase broke into a million parts when it fell. (Vazo düştüğünde milyonlarca parçaya ayrıldı.)
  16. Her job is to take part in medical research studies. (İşi tıbbi araştırmalara katılmak.)
  17. This is the hardest part of the exam. (Bu sınavın en zor kısmı.)
  18. The team worked together to complete their part of the project. (Ekip projelerinin parçasını tamamlamak için birlikte çalıştı.)
  19. My favorite part of the trip was visiting the historic sites. (Gezimin favori kısmı tarihi yerleri ziyaret etmekti.)
  20. The book has been translated into many different parts of the world. (Kitap dünya birçok farklı bölgesine çevrilmiştir.)
  1. The cake recipe calls for three parts flour to one part sugar. (Kek tarifi üç ölçü un, bir ölçü şeker gerektiriyor.)
  2. The construction workers are building the foundation as part of the first phase. (İnşaat işçileri ilk aşamanın bir parçası olarak temel inşa ediyorlar.)
  3. The company has decided to sell off its non-core parts. (Şirket, ana faaliyet alanı dışındaki parçalarını satmaya karar verdi.)
  4. The choir members each sang their part of the song. (Koro üyeleri şarkının kendi bölümlerini söyledi.)
  5. She did her part by donating to the charity fundraiser. (Hayırseverlik etkinliğine bağış yaparak kendi katkısını yaptı.)
  6. The production was stopped due to a shortage of one part. (Üretim bir parça eksikliği nedeniyle durduruldu.)
  7. The recipe has four parts: ingredients, preparation, cooking, and serving. (Tarifin dört bölümü var: malzemeler, hazırlama, pişirme ve servis.)
  8. The designer created different parts of the website for different functions. (Tasarımcı farklı işlevler için web sitesinin farklı parçalarını oluşturdu.)
  9. The tree was cut into parts to make it easier to transport. (Ağaç taşımayı kolaylaştırmak için parçalara ayrıldı.)
  10. The orchestra played their parts perfectly in sync with each other. (Orkestra birbirleriyle mükemmel uyum içinde kendi bölümlerini çaldı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.