İn İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İn İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İn kelimesinin Türkçe Anlamı:

İn kelimesi, içeri girmek, içine almak veya dahil olmak anlamlarına gelir.

Örnek Cümleler:

1. In the morning, I always drink a cup of coffee. (Sabahları her zaman bir fincan kahve içerim.)
2. Can you come in for a moment? (Bir anlığına içeri gelebilir misin?)
3. The book is in the drawer. (Kitap çekmecede.)
4. She is in a meeting at the moment. (Şu anda bir toplantıda.)
5. I don’t have any money in my wallet. (Cüzdanımda hiç para yok.)
6. The dog is in the yard. (Köpek bahçede.)
7. I’m not interested in politics. (Siyasetle ilgilenmiyorum.)
8. She is in love with him. (Ondan hoşlanıyor.)
9. I put the keys in my pocket. (Anahtarları cebime koydum.)
10. I’m in a hurry, I have to go. (Acele ediyorum, gitmem gerekiyor.)
11. The cake is in the oven. (Kek fırında.)
12. I’m in the mood for pizza tonight. (Bu akşam pizza yemek istiyorum.)
13. She is in charge of the project. (Projenin sorumlusu o.)
14. The store is in the mall. (Mağaza alışveriş merkezinde.)
15. I’m in the middle of a book right now. (Şu anda bir kitabın ortasındayım.)
16. He is in the army. (O ordu da.)
17. She is in the hospital. (O hastanede.)
18. Can you speak in a louder voice, please? (Lütfen daha yüksek bir sesle konuşabilir misin?)
19. The car is in the garage. (Araba garajda.)
20. He is in

İn kelimesinin Türkçe Anlamı:

İn kelimesi, içeri girmek, içine almak veya dahil olmak anlamlarına gelir.

Örnek Cümleler:

1. In my opinion, this is the best movie ever. (Benim düşünceme göre, bu en iyi film.)
2. The museum is in the city center. (Müze şehir merkezinde.)
3. I’ll meet you in front of the hotel. (Seninle otelin önünde buluşacağım.)
4. He is in a bad mood today. (Bugün kötü bir ruh hali içinde.)
5. I’ll be in London next week. (Gelecek hafta Londra’da olacağım.)
6. The train is in the station. (Tren istasyonda.)
7. I have a lot of work in the office. (Ofiste çok işim var.)
8. The concert is in the evening. (Konser akşam.)
9. He is in his room studying. (Odasında ders çalışıyor.)
10. There is a spider in the bathroom. (Banyoda bir örümcek var.)
11. I always keep my phone in my pocket. (Telefonumu her zaman cebimde tutarım.)
12. The baby is in the crib. (Bebek beşikte.)
13. They are filming a movie in the city. (Şehirde bir film çekiyorlar.)
14. I’ll see you in a few minutes. (Birkaç dakika içinde seninle görüşeceğim.)
15. The keys are in the ignition. (Anahtarlar kontakta.)
16. She is in the middle of a conversation. (Bir konuşmanın ortasında.)
17. I’ll be in the office until 6 pm. (6’ya kadar ofiste olacağım.)
18. The computer is in the living room. (Bilgisayar oturma odasında.)
19. The movie starts in ten minutes. (Film on dakika içinde başlıyor.)
20. She is