İn Half İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İn Half İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Half Nedir?

Half, “yarım” anlamına gelir. Yarısı olan bir şeyi ifade etmek için kullanılır.

Örnek Cümleler:

1. I ate half of the pizza. (Ben pizzanın yarısını yedim.)
2. She was half asleep during the movie. (Film sırasında yarım uykuda gibiydi.)
3. He cut the sandwich in half. (Sandviçi ikiye böldü.)
4. She works half time at the office. (Ofiste yarı zamanlı çalışıyor.)
5. Half of the students passed the exam. (Öğrencilerin yarısı sınavı geçti.)
6. He only paid half the price. (Sadece yarısını ödedi.)
7. They only completed half the project. (Sadece projenin yarısını tamamladılar.)
8. She drank half a glass of water. (Yarım bardak su içti.)
9. The store is having a half-off sale. (Mağaza yarım indirim yapıyor.)
10. He ran a half marathon. (Yarım maraton koştu.)
11. She has half a day off work. (Çalışmaya yarım gün izinli.)
12. The painting is only half finished. (Tablo sadece yarısı tamamlandı.)
13. The team is trailing by half a point. (Takım yarım puan geride.)
14. The dress is half price. (Elbise yarı fiyatına.)
15. He was only half joking. (Sadece yarı şaka yapıyordu.)
16. She ate half of the cake. (Kekin yarısını yedi.)
17. They walked for half an hour. (Yarım saat yürüdüler.)
18. The bottle is half full. (Şişe yarım dolu.)
19. He works from nine to five and takes a half-hour lunch break. (Dokuzdan beşe kadar çalışıyor ve yarım saat öğle arası veriyor.)
20. The recipe calls for half a teaspoon of salt. (Tarifte yarım çay kaş

  1. She only slept for half an hour. (Sadece yarım saat uyudu.)
  2. The movie was only half as good as the book. (Film kitap kadar iyi değildi, yalnızca yarısı kadar iyi.)
  3. He was half an hour late to the meeting. (Toplantıya yarım saat gecikti.)
  4. She cut her hair in a half-moon shape. (Saçlarını yarım ay şeklinde kesti.)
  5. The company reduced his salary by half. (Şirket maaşını yarıya düşürdü.)
  6. He took a half-day trip to the beach. (Plaja yarım günlük bir gezi yaptı.)
  7. The cake is only half as sweet as I expected. (Kek, beklediğim kadar tatlı değil, sadece yarısı kadar tatlı.)
  8. The store is open only half an hour longer. (Mağaza yalnızca yarım saat daha açık.)
  9. The bridge is half a mile long. (Köprü yarım mil uzunluğunda.)
  10. He wrote half a page of the report. (Raporun yarım sayfasını yazdı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.