İmpugn İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İmpugn İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İmpugn

İmpugn, bir fikir, davranış ya da kişinin itibarını kötülemek ya da sorgulamak anlamına gelir.

1. She impugned his honesty by suggesting that he had stolen the money. (Onun dürüstlüğünü çaldığı para üzerinden sorguladı.)
2. The newspaper article impugned the politician’s character. (Gazete makalesi siyasetçinin karakterini sorguladı.)
3. I don’t want to impugn her motives, but her actions seem suspicious. (Niyetlerini sorgulamak istemiyorum ama eylemleri şüpheli görünüyor.)
4. The lawyer impugned the witness’s credibility by pointing out inconsistencies in their testimony. (Avukat, tanığın ifadesinde tutarsızlıkları göstererek güvenilirliğini sorguladı.)
5. He impugned her competence, but she proved him wrong by completing the task successfully. (Yeteneğini sorguladı ama görevi başarıyla tamamlayarak onu yanılttı.)
6. The critic impugned the author’s artistic abilities in their scathing review. (Eleştirmen, yıkıcı eleştirilerinde yazarın sanatsal yeteneklerini sorguladı.)
7. It is unfair to impugn the reputation of the entire company because of one employee’s mistake. (Bir çalışanın hatası nedeniyle tüm şirketin itibarını sorgulamak adil değil.)
8. The defendant’s attorney impugned the credibility of the prosecution’s key witness. (Sanığın avukatı, davayı etkileyecek tanığın güvenilirliğini sorguladı.)
9. Some people impugn the motives of philanthropists, but their charitable actions speak for themselves. (Bazı insanlar hayırseverlerin niyetlerini sorgularlar ama yardımsever eylemleri kendileri için konuşur.)
10. The journalist’s article impugned the integrity of the entire political system. (Gazetecinin yazısı, tüm siyasi sistemdeki dürüstlüğü sorguladı.)
11. It is important to be respectful when discussing controversial topics and not impugn people’s character. (Tartışmalı konuları konuşurken saygılı olmak ve insanların karakterini sorgulamamak önemlidir.)
12. The opposing team impugned the referee’s impartiality after a questionable call. (Tartışmalı bir karardan sonra rakip takım hakemin tarafsızlığını sorguladı.)
13. We should not impugn someone’s reputation without concrete evidence. (Somut kanıt olmadan birinin itibarını sorgulamamalıyız.)
14. The teacher impugned the student’s work ethic, but the student proved them wrong by earning the highest grade in the class. (Öğretmen, öğrencinin çalışma ahlakını sorguladı ama öğrenci sınıfta en yüksek notu alarak onu yanılttı.)
15. The article impugned the credibility of the entire scientific community with its baseless claims

16. We must be careful not to impugn someone’s motives without first considering all the facts. (Tüm gerçekleri dikkate almadan birinin niyetlerini sorgulamamalıyız.)
17. The politician’s opponent impugned his patriotism during the election campaign. (Siyasetçinin rakibi seçim kampanyası sırasında vatanseverliğini sorguladı.)
18. It is unprofessional to impugn the integrity of a colleague without evidence. (Kanıt olmadan bir meslektaşın dürüstlüğünü sorgulamak profesyonel değildir.)
19. The athlete’s record-breaking performance impugned the notion that they were past their prime. (Sporcu, rekor kıran performansıyla artık eski olduğu düşüncesini sorguladı.)
20. The media outlet impugned the reputation of a local business without verifying their sources. (Medya kuruluşu, kaynaklarını doğrulamadan yerel bir işletmenin itibarını sorguladı.)