İmpression İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İmpression İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İmpression

İmpression, “izlenim” anlamına gelir ve bir kişi veya şeyin başka bir kişi veya grup üzerinde bıraktığı etkiyi ifade eder.

Örnek cümleler:

  1. My first impression of the new boss was that she was very strict. (Yeni patronum hakkındaki ilk izlenimim, çok katı olduğuydu.)
  2. The restaurant’s décor gave me the impression that it was a high-end establishment. (Restoranın dekorasyonu bana pahalı bir mekan olduğu izlenimini verdi.)
  3. The politician’s speech left a lasting impression on the audience. (Politikacının konuşması seyirciler üzerinde kalıcı bir izlenim bıraktı.)
  4. From the way he dresses, I get the impression that he’s very fashionable. (Giysilerinden yola çıkarak, çok modaya uygun olduğu izlenimine kapılıyorum.)
  5. Her confident demeanor gave me the impression that she was very capable. (Kendine güvenli tavırları, çok yetenekli olduğu izlenimini bana verdi.)
  6. The book’s vivid descriptions left a strong impression on me. (Kitabın canlı betimlemeleri bende güçlü bir izlenim bıraktı.)
  7. The messy house gave the impression that its owners were not very organized. (Dağınık ev, sahiplerinin çok düzenli olmadığı izlenimini verdi.)
  8. The athlete’s impressive performance left a positive impression on the judges. (Sporcuunun etkileyici performansı hakemler üzerinde olumlu bir izlenim bıraktı.)
  9. The museum’s collection of art left a lasting impression on me. (Müzenin sanat koleksiyonu, benim üzerimde kalıcı bir izlenim bıraktı.)
  10. The company’s website gave the impression that they were very innovative. (Şirketin web sitesi, çok yenilikçi oldukları izlenimini verdi.)
  11. The movie’s special effects left a lasting impression on the audience. (Filmin özel efektleri, seyirciler üzerinde kalıcı bir izlenim bıraktı.)
  12. The speaker’s engaging presentation left a strong impression on the audience. (Konuşmacının ilgi çekici sunumu, seyirciler üzerinde güçlü bir izlenim bıraktı.)
  13. The old building gave the impression that it had a lot of history. (Eski bina, çok geçmişi olduğu izlenimini verdi.)
  14. The artist’s unique style left a lasting impression on me. (Sanatçının benzersiz tarzı, benim üzerimde kalıcı bir izlenim bıraktı.)
  15. The dog’s friendly behavior gave me the impression that he was very well-trained. (Köpeğin dostça davranışları, çok iyi eğitilmiş olduğu izlenimini bana verdi.)
  16. The job candidate’s lack of enthusiasm left a negative impression on the interviewer. (İş adayının heves eksikliği, mülakatçı üzerinde olumsuz bir izlenim bıraktı.)
  17. The restaurant’s poor service left a bad impression on me. (Restoranın köt

ü hizmeti, bende kötü bir izlenim bıraktı.)
18. The politician’s scandalous behavior left a negative impression on voters. (Politikacının skandal davranışları, seçmenler üzerinde olumsuz bir izlenim bıraktı.)

  1. The dark clouds gave the impression that it was going to rain. (Karanlık bulutlar, yağmur yağacağı izlenimini verdi.)
  2. The artist’s use of color gave the impression of a bright and cheerful scene. (Sanatçının renk kullanımı, parlak ve neşeli bir sahne izlenimi verdi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.