İmpress İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İmpress İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İmpress İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Türkçe Anlamı: Etkilemek, iz bırakmak, hayran bırakmak, etkileyici bir şekilde sunmak.

1. The performance of the acrobat really impressed the audience. (Akrobatın performansı izleyicileri gerçekten etkiledi.)
2. The painting impressed me with its vibrant colors. (Tablo canlı renkleriyle beni etkiledi.)
3. She impressed her boss with her organizational skills. (O, örgütsel becerileriyle patronunu etkiledi.)
4. The student impressed the teacher with her insightful questions. (Öğrenci, derinlemesine sorularıyla öğretmenini etkiledi.)
5. The chef impressed the guests with his culinary creations. (Şef, misafirleri yemek tarifleriyle etkiledi.)
6. The movie impressed me with its stunning visual effects. (Film, muhteşem görsel efektleriyle beni etkiledi.)
7. The speaker impressed the audience with his powerful message. (Konuşmacı, güçlü mesajıyla izleyicileri etkiledi.)
8. The singer impressed the judges with her incredible voice. (Şarkıcı, inanılmaz sesiyle jüriyi etkiledi.)
9. The company impressed investors with its strong financial performance. (Şirket, güçlü mali performansıyla yatırımcıları etkiledi.)
10. The athlete impressed the coach with her impressive speed. (Sporcu, etkileyici hızıyla antrenörünü etkiledi.)
11. The book impressed me with its profound insights. (Kitap, derinlemesine anlayışlarıyla beni etkiledi.)
12. The dancer impressed the audience with her graceful movements. (Dansçı, zarif hareketleriyle izleyicileri etkiledi.)
13. The play impressed me with its clever plot twists. (Oyun, zekice kurgusal dönüşleriyle beni etkiledi.)
14. The artist impressed the critics with his unique style. (Sanatçı, benzersiz tarzıyla eleştirmenleri etkiledi.)
15. The invention impressed the judges with its innovative design. (İcat, yenilikçi tasarımıyla jüriyi etkiledi.)
16. The writer impressed readers with her vivid descriptions. (Yazar, canlı betimlemeleriyle okuyucuları etkiledi.)
17. The architecture impressed me with its grandeur. (Mimarlık, görkemiyle beni etkiledi.)
18. The musician impressed the audience with his virtuosic performance. (Müzisyen, ustaca performansıyla izleyicileri etkiledi.)
19. The car impressed me with its sleek design. (Araç, şık tasarımıyla beni etkiledi.)
20. The technology impressed us with its impressive capabilities. (Teknoloji, etkileyici yetenekleriyle bizi etkiledi.)

21. The fashion show impressed me with its stunning outfits. (Moda şovu, şaşırtıcı kıyafetleriyle beni etkiledi.)
22. The musician’s skills impressed the audience. (Müzisyenin becerileri izleyicileri etkiledi.)
23. The new employee impressed his colleagues with his work ethic. (Yeni çalışan, iş etiğiyle meslektaşlarını etkiledi.)
24. The beach impressed me with its crystal-clear water. (Plaj, kristal berraklığındaki suyuyla beni etkiledi.)
25. The museum impressed visitors with its extensive collection. (Müze, geniş koleksiyonuyla ziyaretçileri etkiledi.)
26. The singer’s emotional performance impressed the audience. (Şarkıcının duygusal performansı izleyicileri etkiledi.)
27. The charity organization impressed me with its dedication to helping others. (Hayır kurumu, diğer insanlara yardım etmeye adanmışlığıyla beni etkiledi.)
28. The technology impressed the scientists with its accuracy. (Teknoloji, doğruluğuyla bilim insanlarını etkiledi.)
29. The view from the top of the mountain impressed us with its breathtaking beauty. (Dağın tepesinden manzara, nefes kesici güzelliğiyle bizi etkiledi.)
30. The performance of the orchestra impressed the audience with its precision. (Orkestranın performansı, hassasiyetiyle izleyicileri etkiledi.)