İmponderable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
İmponderable
İmponderable, ölçülemez veya tartılamaz olan şeyleri ifade eder.
Örnek Cümleler:
-
It is impossible to measure the imponderable feelings of love. (Aşkın ölçülemeyen duygularını ölçmek imkansızdır.)
-
The imponderable mysteries of the universe fascinate scientists. (Evrenin ölçülemeyen gizemleri bilim adamlarını büyüler.)
-
Her imponderable beauty was captured in the painting. (Tabloya onun ölçülemeyen güzelliği yansıtılmıştı.)
-
The value of friendship cannot be measured, as it is an imponderable. (Arkadaşlığın değeri ölçülemez çünkü bu bir ölçülemezdir.)
-
The imponderable effect of the pandemic on mental health has been significant. (Salgının zihinsel sağlık üzerindeki ölçülemeyen etkisi önemli olmuştur.)
-
The imponderable qualities of a good leader cannot be taught, they are inherent. (İyi bir liderin ölçülemeyen nitelikleri öğretilemez, onlar doğuştan gelir.)
-
The imponderable nature of art makes it difficult to define. (Sanatın ölçülemeyen doğası onu tanımlamayı zorlaştırır.)
-
The imponderable risks associated with investing in the stock market make it a daunting task. (Hisse senedi piyasasına yatırım yapmanın ölçülemeyen riskleri onu korkutucu bir görev haline getirir.)
-
The imponderable beauty of nature is often best captured in photographs. (Doğanın ölçülemeyen güzelliği genellikle fotoğraflarda en iyi şekilde yansıtılır.)
-
The imponderable factor in the success of the company was the dedication of its employees. (Şirketin başarısındaki ölçülemeyen faktör, çalışanlarının özverisiydi.)
-
The imponderable value of a good education cannot be overestimated. (İyi bir eğitimin ölçülemeyen değeri abartılamaz.)
-
The imponderable influence of family on one’s personality is often overlooked. (Bir kişinin kişiliği üzerinde ailenin ölçülemeyen etkisi sıklıkla göz ardı edilir.)
-
The imponderable question of whether there is life on other planets continues to fascinate scientists. (Başka gezegenlerde yaşam olup olmadığına dair ölçülemeyen soru, bilim adamlarını hala büyülemeye devam
-
The imponderable effects of climate change on our planet are becoming increasingly apparent. (İklim değişikliğinin ölçülemeyen etkileri gezegenimizde giderek daha açık hale geliyor.)
-
The imponderable joy of seeing a loved one after a long time is indescribable. (Uzun bir süreden sonra sevilen birini görmekten gelen ölçülemeyen mutluluk tarif edilemez.)
-
The imponderable impact of technology on society has both positive and negative consequences. (Teknolojinin toplum üzerindeki ölçülemeyen etkisi hem olumlu hem de olumsuz sonuçlar doğurur.)
-
The imponderable quality of a good book is that it can transport you to another world. (İyi bir kitabın ölçülemeyen niteliği, sizi başka bir dünyaya taşıyabilmesidir.)
-
The imponderable power of nature is evident in the aftermath of a hurricane or earthquake. (Doğanın ölçülemeyen gücü, kasırga veya depremin ardından açıkça görülür.)
-
The imponderable depth of the ocean is still largely unknown to us. (Okyanusun ölçülemeyen derinliği hala büyük ölçüde bilinmiyor.)
-
The imponderable nature of time is something that philosophers have been debating for centuries. (Zamanın ölçülemeyen doğası, filozofların yüzyıllardır tartıştığı bir konudur.)
Hemen Yorum Yaz