İmploringly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İmploringly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İmploringly: Yalvararak, anlamında bir zarf.

1. She looked imploringly at her boss, hoping for a chance to explain her mistake. (Patronuna yalvararak baktı, hatasını açıklama fırsatı umarak.)
2. The child begged imploringly for a candy from his mother. (Çocuk, annesine yalvararak bir şeker istedi.)
3. He spoke imploringly to his girlfriend, asking for forgiveness. (Kız arkadaşına yalvararak, affetmesini istedi.)
4. The dog looked imploringly at his owner, hoping for a treat. (Köpek, sahibine yalvararak, bir ödül umdu.)
5. She pleaded imploringly with the judge for a lighter sentence. (Hafif bir ceza için yalvararak hakime yalvardı.)
6. He reached out his hand imploringly to his friend, asking for help. (Yardım isteyen arkadaşına yalvararak elini uzattı.)
7. The woman looked imploringly at the doctor, hoping for good news about her health. (Sağlığı hakkında iyi haberler umarak doktora yalvararak baktı.)
8. The prisoner looked imploringly at the guard, hoping for a chance to escape. (Kaçma şansı umarak gardiyanına yalvararak baktı.)
9. She spoke imploringly to her parents, asking them to let her go to the party. (Ebeveynlerine yalvararak partiye gitmesine izin vermesini istedi.)
10. The man looked imploringly at his wife, hoping she would forgive him for his mistake. (Hatası için ondan affını umarak karısına yalvararak baktı.)
11. The student looked imploringly at the teacher, hoping for an extension on his paper. (Ödevini uzatması için öğretmenine yalvararak baktı.)
12. The beggar looked imploringly at the passerby, hoping for some spare change. (Bozuk para umuduyla geçen insana yalvararak baktı.)
13. The athlete spoke imploringly to his coach, asking for another chance to compete. (Tekrar yarışma şansı isteyerek antrenörüne yalvardı.)
14. The singer looked imploringly at the audience, hoping they would sing along with her. (Şarkısını birlikte söylemeleri için izleyicilere yalvararak baktı.)
15. The child’s eyes widened imploringly as he asked for a puppy for his birthday. (Doğum günü hediyesi olarak bir köpek isteyerek gözleri büyüdü.)
16. The woman held out her hand imploringly to the police officer, hoping he would help her find her lost child. (Kaybolan çocuğunu bulmasına yardım etmesi için polise yalvararak elini uzattı.)
17. The employee spoke imploringly to his boss, asking for a raise to support his family. (Ailesine destek olmak için zam isteyerek patronuna yalvardı.)
18. The refugee looked imploringly at the aid worker, hoping for food and shelter. (Yiyecek ve barınak umuduyla yardım çalış

19. The student looked imploringly at the librarian, hoping she would allow him to check out the last available copy of the book he needed. (İhtiyacı olan kitabın son kopyasını almasına izin vermesi için kütüphaneciye yalvararak baktı.)
20. The man looked imploringly at his girlfriend, hoping she would agree to marry him. (Onunla evlenmesi için yalvararak kız arkadaşına baktı.)