İmplore İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İmplore İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İmplore (İngilizce-Türkçe anlamı: yalvarmak, ısrar etmek)

• I implore you to reconsider your decision. (Seni kararını tekrar düşünmeye yalvarıyorum.)
• She implored him to stay. (O, kalması için ona yalvardı.)
• The mother implored the kidnapper to release her child. (Anne, kaçıran kişiye çocuğunu serbest bırakması için yalvardı.)
• The dog implored with its big, sad eyes for a treat. (Köpek, büyük üzgün gözleriyle bir ödül için yalvardı.)
• He implored his boss for a raise. (O, işvereninden bir zam istemek için yalvardı.)
• The refugees implored the government for help. (Mülteciler, yardım için hükümete yalvardı.)
• The girl implored her parents to let her go to the party. (Kız, partide olması için ebeveynlerine yalvardı.)
• He implored the judge for mercy. (O, hakime merhamet için yalvardı.)
• The students implored the professor to cancel the exam. (Öğrenciler, sınavı iptal etmek için profesöre yalvardı.)
• She implored her friend to forgive her. (O, arkadaşına kendisini affetmesi için yalvardı.)
• The farmer implored the rain to come and water his crops. (Çiftçi, yağmurun gelip ürünlerini sulaması için yalvardı.)
• The protestors implored the police to stop using force. (Protestocular, polisin şiddet kullanmasını durdurması için yalvardı.)
• The prisoner implored the guards for better conditions. (Mahkum, daha iyi koşullar için gardiyanlara yalvardı.)
• The child implored his parents for a puppy. (Çocuk, bir köpek için ebeveynlerine yalvardı.)
• She implored her husband to go to the doctor. (O, doktora gitmesi için kocasına yalvardı.)
• The woman implored the driver to slow down. (Kadın, arabayı yavaşlatması için sürücüye yalvardı.)
• The employee implored the boss for a day off. (Çalışan, bir gün izin için patronuna yalvardı.)
• The athlete implored the coach to let her compete. (Sporcu, yarışmaya katılması için koçuna yalvardı.)
• The son implored his father to come to his graduation. (Oğul, mezuniyetine katılması için babasına yalvardı.)
• The patient implored the doctor for pain relief. (Hasta, ağrı kesici için doktora yalvardı.)

• The singer implored the audience to sing along. (Şarkıcı, izleyicilerin eşlik etmesi için yalvardı.)
• The teacher implored the students to pay attention. (Öğretmen, öğrencilerin dikkatli olmaları için yalvardı.)
• The customer implored the store clerk to find a specific item. (Müşteri, belirli bir öğeyi bulması için mağaza görevlisine yalvardı.)
• The actor implored the director for another take. (Oyuncu, başka bir çekim için yönetmene yalvardı.)
• She implored her friend not to jump off the cliff. (O, arkadaşının uçurumdan atlamaması için yalvardı.)
• The team implored their coach for a strategy change. (Takım, strateji değişikliği için koçlarına yalvardı.)
• The employee implored HR for better benefits. (Çalışan, daha iyi faydalar için İK’ya yalvardı.)

Note: The Turkish translations are just for reference and may not be exact translations of the English sentences.