İmmense İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İmmense İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Immense

İmmense, “muazzam” veya “çok büyük” anlamına gelir. Aşağıda İngilizce cümle içinde kullanılan 20 örnek cümle verilmiştir:

  1. The universe is immense, and we still have much to explore.
    (Tanrı’nın evreni çok büyük, keşfedilecek daha çok şeyimiz var.)

  2. The immense mountain range loomed over the horizon.
    (Muazzam dağ silsilesi ufukta belirdi.)

  3. The immense amount of data collected was difficult to analyze.
    (Toplama veri miktarı muazzamdı ve analiz etmek zordu.)

  4. The athlete had an immense amount of strength and endurance.
    (Sporcu, muazzam bir güce ve dayanıklılığa sahipti.)

  5. The immense crowd gathered for the music festival.
    (Müzik festivali için muazzam bir kalabalık toplandı.)

  6. The immense pressure of the job was overwhelming.
    (İşin muazzam baskısı eziciydi.)

  7. The immense popularity of the book led to a movie adaptation.
    (Kitabın muazzam popülaritesi bir film uyarlamasına yol açtı.)

  8. The immense size of the elephant was impressive.
    (Filin muazzam boyutu etkileyiciydi.)

  9. The immense amount of time and effort put into the project paid off.
    (Proje için harcanan muazzam zaman ve çaba meyvesini verdi.)

  10. The immense talent of the young musician was recognized by industry professionals.
    (Genç müzisyenin muazzam yeteneği endüstri profesyonelleri tarafından tanındı.)

  11. The immense waves of the ocean were intimidating.
    (Denizin muazzam dalgaları ürkütücüydü.)

  12. The immense wealth of the businessman was the envy of many.
    (İş adamının muazzam zenginliği birçok kişinin imrenisiydi.)

  13. The immense complexity of the project required a team of experts.
    (Projenin muazzam karmaşıklığı uzman bir ekip gerektirdi.)

  14. The immense impact of the pandemic on the global economy was unprecedented.
    (Pandeminin küresel ekonomi üzerindeki muazzam etkisi eşi benzeri görülmemişti.)

  15. The immense beauty of the sunset was breathtaking.
    (Güneşin batışının muazzam güzelliği nefes kesiciydi.)

  16. The immense roar of the lion echoed through the safari park.
    (Aslanın muazzam kükremesi safari parkına yankılandı.)

  17. The immense potential of renewable energy sources is being explored.
    (Yenilenebilir enerji kaynaklarının muazzam potansiyeli araştırılıyor.)

  18. The immense resources of the company allowed them to expand globally.
    (Şirketin muazzam kaynakları küresel olarak genişlemelerine izin verdi.)

  19. The immense challenge of climbing Mount Everest was not for the faint of heart.
    (Mount Everest’i tırmanmanın muazzam zorluğu, korkaklar için değil.)

  20. The immense gratitude felt by the rescue team

after saving the hikers was overwhelming.
(Yürüyüşçüleri kurtardıktan sonra hissedilen muazzam minnettarlık eziciydi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.