İmmeasurably İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
İmmeasurably Nedir?
İmmeasurably, ölçülemeyecek derecede fazla veya büyük olan anlamına gelir. İngilizce’de measure kelimesinin sonuna getirilen -ably ekiyle oluşturulmuş bir sıfat olan immeasurably, çok büyük bir ölçüde, sınırsızca anlamına da gelir.
Örnek Cümleler:
1.
The impact of her words on me is immeasurably great.
(Onun sözlerinin benim üzerimdeki etkisi ölçülemeyecek kadar büyük.)
2.
He has immeasurably improved his guitar playing skills.
(Gitar çalma becerilerini ölçülemeyecek kadar geliştirdi.)
3.
The view from the top of the mountain is immeasurably beautiful.
(Dağın tepesinden manzara ölçülemeyecek kadar güzel.)
4.
The love they have for each other is immeasurably deep.
(Birbirlerine olan sevgileri ölçülemeyecek kadar derin.)
5.
The economic impact of the pandemic has been immeasurably huge.
(Pandeminin ekonomik etkisi ölçülemeyecek kadar büyük oldu.)
6.
His contribution to the project was immeasurably valuable.
(Proje için yaptığı katkı ölçülemeyecek kadar değerliydi.)
7.
The happiness I feel when I’m with my family is immeasurably precious.
(Ailemle birlikteyken hissettiğim mutluluk ölçülemeyecek kadar değerli.)
8.
The damage caused by the hurricane was immeasurably extensive.
(Kasırga tarafından yapılan hasar ölçülemeyecek kadar geniş kapsamlı.)
9.
The amount of work he has done is immeasurably impressive.
(Yaptığı iş miktarı ölçülemeyecek kadar etkileyici.)
10.
The joy of seeing your child succeed is immeasurably rewarding.
(Çocuğunuzun başarısını görmek ölçülemeyecek kadar ödüllendirici.)
11.
The power of the human mind is immeasurably vast.
(İnsan beyninin gücü ölçülemeyecek kadar geniş kapsamlı.)
12.
The beauty of nature is immeasur
13.
The knowledge he has gained from his travels is immeasurably valuable.
(Seyahatlerinden kazandığı bilgi ölçülemeyecek kadar değerli.)
14.
The love between a parent and child is immeasurably strong.
(Bir ebeveyn ve çocuk arasındaki sevgi ölçülemeyecek kadar güçlüdür.)
15.
The impact of climate change on the planet is immeasurably significant.
(İklim değişikliğinin gezegen üzerindeki etkisi ölçülemeyecek kadar önemlidir.)
16.
The amount of information available on the internet is immeasurably vast.
(İnternet üzerinde bulunan bilgi miktarı ölçülemeyecek kadar geniştir.)
17.
The patience she has with her children is immeasurably admirable.
(Çocuklarıyla olan sabrı ölçülemeyecek kadar takdire şayandır.)
18.
The influence of technology on society is immeasurably profound.
(Teknolojinin toplum üzerindeki etkisi ölçülemeyecek kadar derin.)
19.
The bravery of firefighters is immeasurably heroic.
(İtfaiyecilerin cesareti ölçülemeyecek kadar kahramanca.)
20.
The beauty of the night sky is immeasurably breathtaking.
(Gece gökyüzünün güzelliği ölçülemeyecek kadar nefes kesici.)
Hemen Yorum Yaz