İmaginable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İmaginable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İmaginable

İmaginable kelimesi Türkçede “hayal edilebilir” anlamına gelir. Aşağıda İmaginable kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle bulabilirsiniz:

  1. It’s not imaginable to me that he would do such a thing. (Onun böyle bir şey yapacağı hayal edilemez.)
  2. The pain was beyond imaginable. (Ağrı hayal edilemeyecek kadar şiddetliydi.)
  3. The situation was so bad it was beyond imaginable. (Durum o kadar kötüydü ki hayal edilemeyecek kadar kötüydü.)
  4. The movie had a plot that was hard to imagine, but imaginable. (Filmin hikayesi hayal etmesi zor ama hayal edilebilir.)
  5. The complexity of the situation was beyond imaginable. (Durumun karmaşıklığı hayal edilemeyecek kadar fazlaydı.)
  6. The beauty of the landscape was almost unimaginable. (Manzaranın güzelliği neredeyse hayal edilemezdi.)
  7. The love they shared was unimaginable to most people. (Paylaştıkları aşk, çoğu insan için hayal edilemezdi.)
  8. The speed at which he ran was unimaginable. (Koştuğu hız hayal edilemezdi.)
  9. The technology they had was beyond imaginable. (Sahip oldukları teknoloji hayal edilemeyecek kadar ileri düzeydeydi.)
  10. The depth of her grief was unimaginable. (Acısı hayal edilemez kadar derindi.)
  11. The amount of money they spent on the project was beyond imaginable. (Proje için harcadıkları para hayal edilemeyecek kadar fazlaydı.)
  12. The flavor of the dish was unimaginable. (Yemeğin tadı hayal edilemezdi.)
  13. The scale of the disaster was beyond imaginable. (Felaketin boyutu hayal edilemeyecek kadar büyüktü.)
  14. The intensity of the storm was unimaginable. (Fırtınanın şiddeti hayal edilemezdi.)
  15. The determination of the athlete was beyond imaginable. (Sporcunun kararlılığı hayal edilemeyecek kadar yüksekti.)
  16. The depth of the ocean is almost unimaginable. (Okyanusun derinliği neredeyse hayal edilemez.)
  17. The vastness of space is unimaginable. (Uzayın büyüklüğü hayal edilemez.)
  18. The cruelty of the war was beyond imaginable. (Savaşın acımasızlığı hayal edilemeyecek kadar fazlaydı.)
  19. The number of people at the concert was unimaginable. (Konserdeki insan sayısı hayal edilemezdi.)
  20. The amount of damage caused by the earthquake was beyond imaginable. (Depremin neden olduğu hasar hayal edilemeyecek kadar büyüktü.)
  1. The creativity of the artist was unimaginable. (Sanatçının yaratıcılığı hayal edilemezdi.)
  2. The complexity of the human brain is almost unimaginable. (İnsan beyninin karmaşıklığı neredeyse hayal edilemez.)
  3. The speed of light is unimaginable for most people. (Işık hızı çoğu insan için hayal edilemez.)
  4. The beauty of the sunset was unimaginable. (Günbatımının güzelliği hayal edilemezdi.)
  5. The amount of effort required to complete the project was beyond imaginable. (Proje tamamlamak için gereken çaba hayal edilemeyecek kadar fazlaydı.)
  6. The vastness of the universe is unimaginable. (Evrenin büyüklüğü hayal edilemez.)
  7. The courage of the soldier was beyond imaginable. (Askerin cesareti hayal edilemeyecek kadar yüksekti.)
  8. The extent of the damage caused by the hurricane was unimaginable. (Kasırganın neden olduğu hasarın boyutu hayal edilemezdi.)
  9. The amount of time it took to complete the task was beyond imaginable. (Görevi tamamlamak için gereken süre hayal edilemeyecek kadar uzundu.)
  10. The size of the elephant was unimaginable for the child. (Filin boyutu çocuk için hayal edilemezdi.)

İmaginable kelimesi, bir şeyin hayal edilebilir olup olmadığını ifade etmek için sıkça kullanılır. Özellikle, bir şeyin ölçülemez veya sınırsız olduğu durumlarda kullanılır. Yukarıdaki örnek cümleler, bu kullanımın birkaç örneğini göstermektedir.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.