
Hiccough İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Hiccough (Çıkan İnleme, Hıçkırık)
Hiccough, genellikle nefes borusu ve yemek borusu arasındaki kasların aniden kasılması nedeniyle oluşan ve tekrarlayan bir ses çıkarmanın yanı sıra göğüs ağrısı, mide ağrısı, hırıltı ve terlemeye neden olan bir durumdur.
- I get hiccoughs every time I drink carbonated beverages. (Her gazlı içecek içtiğimde hıçkırırım.)
- She had a terrible hiccough and couldn’t stop for minutes. (O korkunç bir hıçkırık krizi geçirdi ve dakikalarca durduramadı.)
- Hiccoughs can be caused by eating too quickly. (Hıçkırıklar hızlı yemek yeme nedeniyle olabilir.)
- He drank a glass of water to get rid of the hiccough. (Hıçkırıktan kurtulmak için bir bardak su içti.)
- Her hiccoughs were so loud that they echoed in the room. (Onun hıçkırıkları o kadar yüksek ki, odada yankılanıyorlar.)
- The baby’s hiccoughs kept waking her up throughout the night. (Bebeğin hıçkırıkları tüm gece onu uyandırdı.)
- Hiccoughs can be a symptom of acid reflux. (Hıçkırıklar asit reflüsünün bir belirtisi olabilir.)
- I tried all the remedies but nothing worked to stop my hiccough. (Tüm çarelere başvurdum ama hıçkırığımı durdurmak için hiçbir şey işe yaramadı.)
- Hiccoughs are caused by a spasm of the diaphragm muscle. (Hıçkırıklar diyafram kasının spazmı nedeniyle oluşur.)
- Her hiccoughs were so violent that she started to feel dizzy. (Onun hıçkırıkları o kadar şiddetliydi ki başı dönmeye başladı.)
- He tried holding his breath to get rid of the hiccoughs, but it didn’t work. (Hıçkırıklardan kurtulmak için nefesini tutmayı denedi ama işe yaramadı.)
- Hiccoughs can be a sign of dehydration. (Hıçkırıklar dehidrasyonun bir belirtisi olabilir.)
- She had a hiccough during her presentation, which made her feel embarrassed. (Sunum sırasında hıçkırık krizi geçirdi, bu da onu utanç verici hissettirdi.)
- Drinking water upside down is a common remedy for hiccoughs. (Su ters döndürülerek içmek hıçkırıklar için yaygın bir çaredir.)
- Hiccoughs can sometimes be caused by stress or anxiety. (Hıçkırıklar bazen stres veya anksiyete nedeniyle oluşabilir.)
- She had hiccoughs that lasted for hours, and nothing
seemed to make them go away. (Saatlerce süren hıçkırıkları vardı ve hiçbir şey onları geçirmiyor gibi görünüyordu.)
17. He tried drinking a spoonful of sugar to cure his hiccoughs, but it didn’t work. (Hıçkırıklarını iyileştirmek için bir kaşık şeker içmeyi denedi ama işe yaramadı.)
- Hiccoughs can be a side effect of some medications. (Hıçkırıklar bazı ilaçların yan etkisi olabilir.)
- The hiccoughs made it difficult for her to have a conversation with her friend. (Hıçkırıklar arkadaşıyla konuşmasını zorlaştırdı.)
- He felt relieved when his hiccoughs finally stopped after several minutes. (Hıçkırıkları sonunda birkaç dakika sonra durduğunda rahatlamış hissetti.)
Hemen Yorum Yaz