Heavyset İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Heavyset İle İlgili İngilizce Cümleler
Heavyset kelimesi Türkçede “şişman, tombul” anlamına gelir. Aşağıda heavyset kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle bulunmaktadır.
Örnek Cümleler:
1.
Heavyset people may have a higher risk of developing certain health conditions.
(Şişman insanlar belirli sağlık koşullarına daha yüksek risk altındadır.)
2. She is a little
heavyset, but she is still beautiful.
(O biraz tombul ama hala güzel.)
3.
The actor gained weight and became quite heavyset for his role in the movie.
(Aktör rolü için kilo aldı ve oldukça tombul hale geldi.)
4. She prefers to wear loose clothing to hide her
heavyset figure.
(O, tombul figürünü gizlemek için bol giysiler giymeyi tercih ediyor.)
5.
Despite being heavyset, he is quite athletic and enjoys playing sports.
(Tombul olmasına rağmen oldukça atletik ve spor yapmaktan keyif alıyor.)
6. Her doctor advised her to lose weight because her
heavyset frame was putting a strain on her heart.
(Doktoru, kalbinin üzerinde bir baskı yarattığı için kilo vermesini önerdi.)
7. The dress was too tight for her
heavyset body.
(Elbise, onun tombul vücudu için çok dar geldi.)
8.
Her parents were both heavyset, so she inherited a predisposition to gain weight.
(Ebeveynleri her ikisi de tombul olduğundan, kilo alma eğilimi miras kaldı.)
9. He tried to lift the
heavyset box, but it was too heavy for him.
(O, tombul kutuyu kaldırmayı denedi ama onun için çok ağırdı.)
10. She felt self-conscious about her
heavyset thighs.
(O, tombul uyluklarından dolayı kendine güvensiz hissetti.)
11.
The airline charges extra for passengers who are heavyset because they require more space on the plane.
(Hava yolu şirketi, uçağın daha fazla alan gerektirdiği için tombul yolcular için ekstra ücret talep ediyor.)
12. He was always teased about his
heavyset appearance in school.
(Okulda dış görünüşüyle dalga geçilirdi.)
13.
Her doctor recommended
that she lose weight to alleviate the pressure on her heavyset joints.
(Doktoru, tombul eklemlerindeki baskıyı hafifletmek için kilo vermesini önerdi.)
14. Despite her
heavyset build, she has a beautiful face and kind heart.
(Tombul yapısına rağmen, güzel bir yüzü ve iyi bir kalbi var.)
- The tailor had to make adjustments to the suit to accommodate the customer’s
heavyset frame.
(Terzi, müşterinin tombul yapısına uyacak şekilde takım elbiseyi ayarlamak zorunda kaldı.)
-
Her heavyset body made it difficult for her to find clothes that fit well.
(Tombul vücudu, onun iyi oturan giysiler bulmasını zorlaştırdı.)
- He felt embarrassed when the gym trainer pointed out that his
heavyset physique was hindering his progress.
(Spor salonu antrenörü, tombul fizikinin ilerlemesini engellediğini belirtince utanmış hissetti.)
- The
heavyset man struggled to climb the stairs.
(Tombul adam, merdivenleri çıkmakta zorlandı.)
- She was self-conscious about her
heavyset arms and always wore long sleeves to cover them.
(O, tombul kollarından dolayı kendine güvensiz hissetti ve her zaman onları kaplamak için uzun kollu giysiler giydi.)
- The clothing store didn’t have any options for
heavyset customers, so she had to shop elsewhere.
(Giysi mağazasında, tombul müşteriler için hiçbir seçenek yoktu, bu nedenle başka bir yerde alışveriş yapmak zorunda kaldı.)
Bu cümlelerle heavyset kelimesinin kullanıldığı farklı durumlarda örnekler verilmiştir.
Hemen Yorum Yaz